— Adanmış bir yoksulluğun onuru adına —
Fakir doğduk biz,
Kundakta bez yerine
Annelerimizin duasına sarıldık.
Komşudan ekmek istedik mi
İki gün utancımızla konuşmadık.
Çocukluğumuz sokak lambasının altında geçti,
Defterin kenarına karalanan hayallerle.
"Bir gün okuyacağım" dedik —
Ama o gün hiç gelmedi.
Çünkü bize düşen,
Sabahın üçünde fırın sırasına girmeyi öğrenmekti.
Fakirliğimiz soyadımız gibiydi,
Ama hırsızlık hiçbir zaman adımız olmadı.
Çünkü biz bilirdik:
Çalmakla doymaz vicdan.
Ve çalmanın cezası,
Yalnızca mahkemede değil,
Çocuğun gözlerinde yazılıdır.
Babamız kömür çuvalları indirirdi kamyondan,
Bir tanesini bile ayırmazdı eve.
"Devletin malı" derdi.
Oysa soba boştu, çocuk hasta…
Ama biz gördük:
Bazılarını ısıtan babamızın dürüstlüğü değil,
Bir çuval kömürdü sadece!
Sonra büyüdük…
Kimi patron oldu, kimi vekil.
Kimi yırtık ayakkabısını gizlerken,
Kimisi markalı ceketle
“Yoksulluk şereftir” diye nutuk attı.
Oysa biz bu şerefi
Nutukla değil,
Açlıkla, direnişle,
Ve alın teriyle yaşadık.
Ve hâlâ diyoruz:
Fakir doğduk, fakir öleceğiz belki —
Ama hırsız olmayacağız!
Hiç olmadık da!
Kayıt Tarihi : 31.7.2025 02:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!