“sevda; mahpusluğun diğer adıdır,
diğer rengidir” derdi babaannem
haklıymış yaşayınca anlıyor insan......
.../...
Dün duvarların arasından kurtarıp
Yakamoza bıraktım kendimi
Özlemiştim
Bir çevrim gününde, yaşadım dolunayı tekrar
Yalnızdım duvarların içinde
Dalganın rüzgarla buluşmasıydı
Martının özlem gidermesiydi
kucaklaşmasıydı sahille
Güneş sıcaklığıydı tebessüm eden
Hayata 'merhaba' diyen bir çocuk gülüşüydü
Bulutun dansıydı
Her sevdamda seni buldum, seni yaşadım içimde
Her çiçekte seni buldum, çektim içime gücümün yettiğince
Gökteki mavilikte
Denizdeki yeşillikte seni buldum, seni yaşadım
Bir damlasında, gürleyerek akan ırmaklarında
Seni buldum, seni yaşadım İÇİMDE.....
Leylekler diyince gelirken getirdikleri
hani çocukluk anılarımızda olan
bir bohça içindeki bebekleri hatırlar, gülümserim
Dobişkom gibi
Sevdiceğim gibi
Geçen yıl kendimi aramaya başladım
Fakat nafile
Nerede kaybettiğimi bilmiyorum
Ama bulmam lazım
Ben bana ve sana gereğim
Yalnızlık üstüne kurulmuştur dünya
Bu sebeple
Sadece ben yalnız değilim
Dalında bir meyve
Dalında bir çiçek yalnız
Kız adını koydu masaya, oğlan soyadını,
Kız güzelliğini koydu masaya, oğlan yüreğini,
Kız hayallerini koydu masaya, oğlan umutlarını,
Masa hala dolmadı.
Kız özlemini koydu masaya, oğlan geleceğini,
Çok olduğuna bakma,
düşen her yağmur tanesi tektir,
Çok olduğuna bakma,
gökteki tüm yıldızlar tektir,
Sen yoksun, yoksunluğunda bıraktın beni,
Akşam alacası
Rüzgar yakalayan çocukların ellerinden kayarken,
Bir su damlasının ıslaklığında yüzerdi türkülerimiz,
Ay düşerdi denize,
Deniz dolunay olurdu,
şiirlerinizde yaşanmışlık var çok sevdim takip ediyor yenilerini bekliyorum
hiç kimsenin bir şey yazmaması garip geldi.Şimdilik sadece bunu söylemek istiyorum.
Detaylı okumalarımdan sonra düşüncelerimi paylaşacağım.