on Destanı – Sayfa 1 (Detaylı Kurgu) // “Köyün Donu”
Fadime, kırmızı dantelli donunu dut dalına asarken, içinden bir türkü mırıldanıyordu. Rüzgâr, o türküyü değil—donu kaptı götürdü. Don, havada süzülerek köy meydanına indi. Tam o sırada, pazara giden kadınlar sepetlerini taşırken, Kahvenin önünden geçiyorlardı.
Üsülü Emmi, donu havada görür görmez, “Bu neyin nesi?” diyerek yakaladı. Kahvedeki erkekler bir anda ayağa fırladı. Kimisi kokladı, Kimisi “bu bizim Hatçe’nin mi?” dedi, Kimisi “yok yok, bu Fadime’ninki!” diye bağırdı. Don elden ele dolaştı. Bir anda köyde bayrak yarışı gibi bir koşu başladı. Her erkek, donun sahibini bulmak için değil—donun kendisini sahiplenmek için koşuyordu.
Kadınlar, bu manzarayı uzaktan izliyordu. Kimisi utanarak başını eğdi, Kimisi “yine Fadime’nin başı derde girdi” dedi. Ama Fadime ortada yoktu. O, evdeydi. Beyinin gömleğini ütülüyordu. Donun kaybolduğundan haberi bile yoktu.
Muhtar, çeşmenin başında hepsini kıstırdı. “Yetti gari!” dedi. “Bu donu herkes kokladı, herkes koştu. Bu don artık bireyin değil—köyün namusudur! Ben bunu demirbaş listesine alıyorum!”
Kayıt Tarihi : 1.7.2025 23:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!