Şimdi
Ömür tükettiğim
Kıvrımlı yolların girdabına usulca sokuluyorum
Yorgun yılların sunağına uzatıyorum bedenimi
Ve
Sessizce geçmişimin
Yaşanamamış anlarında kayboluyorum
Susuyorum
İçindeki bensiz bencilliğe
Susuyorum
İçimdeki sensizliğe
Susuyorum
Ey sevgili köhne yüreğimin çaresizliğine
Hayatın
Yılgın zaman artıklarında
Dimağıma çöreklenmiş düşünce kertiklerinde bile
Yaşamın
Yarım asra nasıl dayandığını çözemiyorum
Vakte dokunan mevsimlerin
İsli bacalarından süzülen ılıman iklimlerin
Şakaklara düşmüş ağaran saçlarımda
Neler yaşadığını artık anlayamıyorum
Oysa
Çocukluğumun baharında
Yarına düş ülkelerinde hayallerim vardı
İdeallerimin avuntularında
Boynum darağaçlarında sallanırdı
Mevsimlere kafa tutmuş aylardan
Eylül sokaklarında
Çamur patika yolların kıvrımlarında
Ölümsüz aşklarım yaşardı
Ayrılıklarım sinemde ağlar
Kavuşmalarım gözyaşlarımda sonlanırdı
Umut yolumun
Kenarına dizilmiş hüzünlü kavaklarının üzerine
Kırağılar düşer
Lodos yelleriyle yeryüzünü örterdi
Saniyelerle sevişmelerim
Damağımda ölümsü tat bırakır
Gazel yapraklarının uçuşmalarında oyalanırdı
Eylül yağmurlarının ıslattığı toprak
Ey sevgili
Güne yorgun düşen tenimde kokardı
Nasıl sarmaladım ki hayatı böylesine
Koyu karanlıklar içinde zamana sessizce akıp gitti
Hangi gölgeler üzerime düştü ki
Nefesim ölü kefen bağlamalarında sonlandı
Ve
İsteksizce yaşamım hayatın zehrini kusmuş duvarlarına
Ne den yaslandı
Şimdi ey sevgili
Sorgulasam da kendimce suskularımı
Vakit yarının ötelerine geç değil mi?
Tilki kovuklarına tüttürülürken saman alevleri
Gideceğim nokta
Yine hayatın kızıl tuzakları değil mi?
Bıraksam da tüm umutlarımı akan sulara
Yarını akarken başımı çarpacağım koyaklarda
Kayalar değil mi?
Zamana içli dökülüşlerimin sonu değildir amma
Anlık yaşantılara şelalelerden düşmek için geç değil mi?
Kayıt Tarihi : 9.2.2012 12:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)