Eylül Sabahı
Eylül sabahı gibiyim,
Biraz hüzünlü, biraz buruk.
Yorgun sevdam yaprak gibi dökülüyor
Sonbahar yağmurunda ıslanan gözlerim üşüyor
Adını anarken titreyen dudaklarımdan,
Hece hece dökülür yüreğim,
Beni sensiz bıraktığın yerlerde,
Özlemin,
kör bir rüzgâr gibi eser içimde.
Her hecesinde sen varsın,
Her nefesimde eksik yanım.
Ve ben,
Eylül’ün hüzünlü sabahlarında,
Hâlâ sana uyanırım.
Gökyüzü griden maviye dönse de,
Yüreğimde hep aynı sızı kalır.
Bir şarkının yarım kalan nakaratı gibi,
Eksik, kırık ve yaralı.
Rüzgâr savurur geçmişi önüme,
Kimi zaman bir tebessüm,
Kimi zaman gözyaşı taşır bana.
Ama en çok sen kokar
Her düşen yaprak,
Her ıslak kaldırım taşı.
Bilsen,
Eylül sabahları kadar yalnızım.
Bir kahve kokusuna sığınırım bazen,
Bir dua gibi fısıldarım adını içimden.
Ve her defasında,
Yeniden başlar özlemin,
Yeniden kanar kalbim.
Ve ben,
Her sabahın sessizliğinde,
Her akşamın karanlığında,
Sana dair izler ararım
Bilirim bulamam
Ama vazgeçemem aramaktan
Çünkü sen
her zamansız vedanın ardından
Kalan en derin yarasın
Ve ben
Eylülün hiç bitmeyen sabahlarında
Hep sensizliğe uyanırım
Sensizlik içimde hiç bitmeyen bir sonbahar...
Nejla Turan
01/09/2025
Kayıt Tarihi : 23.9.2025 01:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!