Köprülerin altından kirli sular akar...
Kirletirler sevginin rengini
Beynimde devrik cümleler cirit atar
Hangi zeytin dalına uzattıysam ellerimi;
Bakarım,onlarıda kurutmuşlar.
Yaşam incecik bir çizgiydi...
Akıp gitti avuçlarımdam...
Kendimi Sinop'un zindanlarına;
Eş gördüm...
Kum gibiydi Yaşam
Deli gönül çağlar durur
Niyaz eder ağlar durur
Yârin sevgisi için
Gözyaşları akar sel olur
İki kuşun kanadı
Sevgimiydi bizi böyle yerden yere vuran?
Aşkmıydı yoksa umarsız başkaldırışlarının nedeni?
Gözlerinde ki ifadenin kargaşasını çözmek
zor değil artık eskisi gibi.
Her Ezan sesı duyulduğunda;
İsyan etme dostum! yaşanmışlıklara
Eğme başını hep dik kalsın.
Ömür dediğin bahar misali değil mi?
Siyahlara bürünmüş gözlerin...
Nefreti kusmakta;
Anladım…
Geç oldu…
Gece oldu…
Yüzüm utandı gözyaşlarımdan.
Anladım…
Gün gelir herşey unutulur...
Yaşam ile ölüm arasında;
Bitmek bilmez bir savaş başlar.
Adına DİRENMEK denir!
Günün ve gücünün yettiğince.
Denizsiz kentin puslu haritasından çıkıp
Ellerinde umut
Avuçların da aşk; yıllar sonra
Yeniden Ütopyama giren
Sevgili…
Bir kuşun kanadındayız umarsız
Bir bulutun üzerindeyiz…
Bilmediğimiz boşluklardayız işte
Sevginin tüketildiği
Saygının yitirildiği
Paranın kral olduğu
Umursamaz yüreğin sürgünü
Hayallerimin umarsız umudu
Bir damla gözyaşına batırılan ekmeğin parçası
Emeğin parça parça bölünmesi
Senin sevdan…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!