Dize derman veren Hak alınca nimetini
Boşa gezen ayaklar güçsüz kalır, yorulur
Bir kurda rızık eder nankör kulun etini
Tokadından yiyince nice azgın durulur
Düş kadrini bilmeyen safsata der tâbire
Ne sünnete inanır, ne Cevşen-i Kebir’e
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Kutlarım, yüreğinize sağlık.
EY NEFSiM! 2
Dize derman veren Hak alınca nimetini
Boşa gezen ayaklar güçsüz kalır, yorulur
Bir kurda rızık eder nankör kulun etini
Tokadından yiyince nice azgın durulur
Düş kadrini bilmeyen safsata der tâbire
Ne sünnete inanır, ne Kitab-ı Kebir’e
Yılan deliklerini kurcalarken habire
Çıkar şahmeran sokar, tatlı canı burulur
Vahdet-i vücut aşkı tevhitle dermeyince
Fenâfillah sırrında nefsini görmeyince
Anlar kurtuluş yoktur hiçliğe ermeyince
Nihâyet şafak söker, iman kalbe kurulur
Kaderin anahtarı nice kilitler açar
Sahibi Yaradan’dır, yaratılmışlar nâçar
Göz kırpma müddetinde ruhlar ukbaya uçar
Kimse kalıcı değil, fânî evren dürülür
Berzah geçici konak; konar beti, iyisi
Ya cennetten bir bahçe, ya cehennem kuyusu
Münker-Nekir’e malûm sâlihlerin sayısı
Âzâ suçunu söyler, dile mühür vurulur
Ey nefsim! İyi düşün, âhiret en son durak
Sürünerekten gitme, uçursun süslü Burak
Şirkten, kibirden kurtul, affı Rahîm’e bırak
Unutma, haram-helâl zerre miskal sorulur
Mücella Pakdemir
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta