Bu ne hâl böyle, bu nasıl mizaç?
Sende marifet bitmez ey felek.
Bu iş ne arşın, ne de bir kulaç,
Bir adım daha gitmez ey felek.
Mesain boldur kuyu kazmaya,
Düşene fatura, hesap yazmaya,
Hekimler gelse, mayan bozmaya,
Ne şerbet, ne su, yetmez ey felek.
Garip bir kere gülse kazara,
Coşar gazabın, gelir nazara,
Allanıp, pullanıp, çıksan pazara,
Bedelin beş para, etmez ey felek.
Tanıyıp görseler malûm zâtını,
Bilseler namı-diğer adını,
Kimse bir lokma, zehir tadını,
Bin dirhem balla, tatmaz ey felek.
Koca dünyanın her bir yerinden,
Sesin geliverir ta en derinden,
Bilen, tanıyan, senin şerrinden,
Duasız, niyazsız, yatmaz ey felek.
Ne dertli gönül, ne bükülen baş,
Islatmaz kalbini, ne dökülen yaş,
Kimse koyarken taş üstüne taş,
Seni harcına, katmaz ey felek.
Kayıt Tarihi : 30.12.2006 01:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!