Dışarıdan bakıldığımda
Çok şeye sahiptim
İçime dönüp baktığımda
Hiç bir şeyim yoktu benim.
İnsanlar mutlu zannederlerdi beni
Özel uçağım, denizde filolarım, milyar dolarlarım
Denizin ortasında adam ve muhteşem sarayım.
Yaşadığım sürece hep mutlu zannetti insanlar beni
Hal bu ki ben
İhtiraslarımın ağında boğuldum
Boğuldum hayatın dalgalarına çarparken
Tek mutluluk kaynağım
İçimdeki yalnızlık, alkol ve uyuşturucularım.
Aslında
Görünürde huzur ve gerçek aşkın dışında
Kafamdan ne geçerse her şeye sahip oldum
Güya aşık oldum ve evlendim
İhanetin katmerlisini yaşadım
Ve bir gün
Aynada ruhumun iskeletini gördüm
Yıllar sonra
Kocamın on yıllık gizli aşkı ve çocuğu çıktı ortaya
Ve yıkıldım
Geride bana bu aşktan kalan
Kızım ve gözyaşlarım.
Ne ihtiraslarım, ne filolarım, ne milyar dolarlarım
Ve ne de yalnızlığımı kuşatan adamdaki muhteşem sarayım
Hiç birisi yetmedi mutlu olmama,
Sonra sıradan bir gecede
İhtiraslarımın yalnızlığında
Hiç uyanmamak üzere uyudum
Sarayımın gayet lüks banyosunda
Bu son şakaydı hayata ve dostlarıma
Elveda.
İşte ölüm;
Yaşam kadar geçek
Gerçekler kadar acıdır
Hayatla ölüm arasındaki dengeyi kuramayan insanlar
Hayatın aldanılan terazilerinde tartılırlar
Gülmek için hayatın gerçek anlamını tanımak
Ağlamak için hüzün gerekir
Yaşamak azmi ve amacı içinde
Duygularımı terk etmeden
Omuzlarıma yüklenen hayatı soluyup
Yürümem gerek hayatın kıvrımlı yollarından.
Ben, salt bir yanlışın
Sarmalında yaşadım ihtiraslarımla
Aşkı yok sayarak yaşadım
Aymazlıklar içinde geçti beyhude yıllarım
Ve sonunda
Senin ihtişamını gördüm Tur dağında
İrkildim ve kendime geldim
Ben evren içinde bir zerre
Ve zerre içinde bir nutfeyim.
AKÇAY - NİSAN - 2007
Kayıt Tarihi : 3.4.2007 23:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ŞİİRİN HİKAYESİ Bir Tv kanalında aslen Yunan asıllı ve ABD vatandaşı olan dünyaca ünlü armatör Christina-Onassis’in hayatı ile ilgili bir belgesel izlemiştim.Bu belgeselde Christina Onassis varlık içinde mutsuz geçen kısacık sayılan hayatı anlatılıyordu.Çirkin bir kadındı..O parayla kocalrını kendine bağlayacağını ve mutluluğu yakalayacağını sanıyordu..37 yıllık kısacık hayatında mutluluğu yakalayabilmek için tam 4 kez evlendi..Her defasında aşkın hüsranını yaşadı. Dünyanın en zengin kadını olan Christina-Onassis 4. kocası Fransız asıllı son kocasıThierry Roussel tarafından bir İsveçli mankenle aldatıldığını öğrenince yıkıldı.. Denizin ortasındaki adasında muhteşem sarayında çok mutsuz bir hayat yaşamaya başlar.Aşırı cola bağımlısı haline gelir,yalnızlık,alkol ve uyuşturucuların pençesinde 37 yaşında iken bir gece aşırı alkol ve uyuşturucu alarak evinde ölü bulunur..Acılara ve kimyasallara kalbi artık dayanamamıştı..Geride onu aldatan son kocası Fransız playboy Thierry Roussel`den olma kızı Athina Onassis tek çocuğu ve tek varisi olarak kalır...Christina-Onassis'in bu yaşamı beni çok etkilemişti.Ve o anki duygularımla bu şiirimi yazdım. Saygılarımla.

Bu muhteşem şiir belki çok az insanın dikkatini çekebilir. Oysa ben daha bu yazıları yazmadan önce, 10 tam puan verdim.
Neden 10 tam puan verdim!
Ülkemizde şiir anlayışı genelde çok yaygın değil.
Bu güzel dizeler bana eski Grak Uygarlığı'ndan kalan ve özellikle Homeros un dilimize çevrilmiş destanlarını anlattı.Bilgece işlenmiş.. her dizenin içinde bilgece bir düşüncenin tohumlarını bulmak, kişinin ders alarak kendi yaşamına çeki-düzen verme olasılığı görünüyor.. Ben hiç duraksamadan Yaşasın Sofo ve yaşasın Şair İbrahim Yılmaz diyeceğim..
Bizlere böylesi değerli bir pğaylaşım sunduğunuz için çok teşekkürler..
teşekkürler ..
yüreğinize sağlık Değerli İbrahim Yılmaz
saygılarımla
ipek topyan
Kişi doğarken yazılır alnına
Gizemler de sıralanır yoluna
Saçlar aklanır,çabaysa boşuna
Her can da yaşar onu tek başına
Değerli kaleminizi gönülden kutluyor,ömrünüzce damlaması dileğiyle ,saygılar sunuyorum.
TÜM YORUMLAR (4)