[Kadın – İçine dönerek, hafif kırık ama dirençli bir sesle:]
ben susmayı senden öğrendim aslında
çünkü sen en çok orada sustun
bir cümle kurmak istedim,
"yoruldum" demek gibi yalın
ama senin yüzüne bakınca
sanki o kelime yerinden kalkamadı
biliyor musun
yıllarca senin yanında
ama bazen senden çok uzakta yaşadım
aynı sofrada oturup
farklı açlıklarla doymaya çalıştık
ben sevgiyi hep yüksek sesle sevdim
göstererek
anlatarak
kalabalıklara haykırarak
ama sen
bir duvar gibi öğrendin sevgiyi
daha çok bekleyerek
gizleyerek
ve hep içinden konuşarak
zamanla ben de duvar olmaya başladım
sana çarptıkça
kendi kenarlarımdan kırıldım
ama hiç seni suçlamadım
çünkü bir kadının en çok bildiği şey
yarasını sevdiklerinden korumaktır
ben seni korudum…
kendinden bile bazen
ama kim beni koruyacaktı?
bazı sabahlar kalktım
çayı koydum
çocukları hazırladım
aynı evin içinde bir gölge gibi dolandım
ama senin gözünde ben yoktum
belki işin vardı,
belki kafan doluydu,
ama ben bir gün bile
senin yerine koyamadım başka bir şeyi
ve şimdi
geçmişin sayfalarını karıştırırken
gözlerim hep o “az daha yakın olabilirdik”lere takılıyor
çok sevdiğimiz halde
nasıl bu kadar uzaklaştık birbirimize?
belki de sevgiden çok
anlamaya ihtiyacımız vardı
belki de sustuğumuz her şey,
gün gelip bağırarak çıkmalıydı içimizden
ama işte,
biz hep sustuk
ve o sessizlikte
ben biraz unuttum nasıl sevilmek isterdim
yine de…
şimdi, burada, bu masada
hala içimde bir yer,
sana "gel" diyor
ama bu kez farklı olsun istiyorum
bu kez kendimi kaybetmeden
seni bulmak istiyorum
çünkü biz
yeniden başlayabilecek kadar yaralıyız belki
ama hâlâ birbirimizi hissedecek kadar canlıyız
[Erkek – Duraksayarak, derin nefeslerle ama içten bir çözülmeyle:]
ben suskun büyüdüm
konuşmamayı bir meziyet sandım
ne hissettiğimi anlatmak için değil
göstermemek için eğitildim
çünkü biz erkeklere
hissetmek bile bazen yasaktı
şimdi düşünüyorum da
belki de seni değil
kendimi sevmeyi beceremedim ben önce
çünkü insan ancak kendini anlayınca
başkasına da yer açabiliyor
senin o yüksek sesli sevgine
hep hayran kaldım aslında
ama itiraf edemedim
çünkü senden çok korktum belki de
beni böylesine seven biri,
bir gün beni terk ederse
ne yaparım diye düşünmek bile yetti
sana yaklaşmadım bazen
çünkü dokunmak
bir şeyi kırmaktan daha çok korkuttu beni
ve suskunluğumun ardında
"beni bırakma" diye çırpınan
küçük bir çocuk vardı
sen hiç duymadın o sesi
çünkü ben de duyuramadım
sabahları aceleyle evden çıkarken
bir gün bile durup
"nasılsın?" demeyi ihmal ettim
çünkü kafamda hep bir telaş
hep bir sorumluluk vardı
ama bir kadının kalbi
bir günde, bir cümlede büyür bazen
ben bunu öğrenemedim
şimdi seni karşımda görünce
geçmişin bütün sustukları
boğazıma düğüm düğüm geliyor
her “keşke” bir çivi gibi saplanıyor içime
ama en çok,
o sabah seni öpmeden çıkışlarım
o sessiz akşam yemekleri
ve senin fark edilmemiş güzelliğin
sanki evin içinde eriyip giden bir müzik gibiydi
duyuyordum, ama dinlemiyordum
şimdi gözlerinin içine bakıp
sadece şunu demek istiyorum:
beni affet
geçmiş için, sessizliğim için, uzaklığım için
ama en çok
sana kendimi göstermekten korktuğum için
çünkü ben seni
ilk günkü gibi değil
şimdi çok daha derinden seviyorum
ve biliyorum
eğer bir daha başlarsak
bu kez hiçbir kelimeyi içimde saklamayacağım
çünkü artık biliyorum
susmak sevmek değildir
ve sen…
susulacak biri değilsin.
Kayıt Tarihi : 15.7.2025 14:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!