Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır
Sen Yavuz Selime el olup gittin
Dünyâ; kimine bol kimine dardır
Vuslat ateşiyle kül, olup gittin
Kulu bağışlamak Allâh’a mahsûs
Bu beşeri değil, ilâhi husûs
Biliyorsan konuş, bilmiyorsan sus
Gönül köprüsüne yol olup gittin
Evet; vardı kırk yıl hatırı önce
Şimdi bir salise varmı? De sence
Dostluk, arkadaşlık hepsi işkence
Madde tağutuna kul olup gittin
Gönül yaylasında yaylayamadın
Ceylânı, geyiği hoylayamadın
Sevda deryasını boylayamadın
Âşk seyrângâhında çöl olup gittin
Midesinin kulu olan ne diyor
Herhâlde şeytana secde ediyor
Seherin vaktin haramiyle gidiyor
Sahih mücevherken pul olup gittin
Karıncada filin gücü gizlenmiş
Küçüklüğü; pirelerde gözlenmiş
Yılanın düşmanı akrep izlenmiş
Mahlûkat gözünden sel olup gittin
Ömür denen gelir geçer zamanlı
Gittiği yol bazan tozlu dumanlı
Şeb’i aruzunda dînli îmânlı
İdiyseniz bülbül-gül olup gittin
Şuarada olmaz manâsız tabir
Yazdığı hikmettir dediği cebir
Bize emredilen şükür ve sabır
Sefine i Nûh da sal olup gittin
İSLÂMİ: atmadı, atmaz desteksiz
Ehl-i îlim olamaz ki isteksiz
Hakk’a karşı kalmadınsa mesnetsiz
Gönülden gönüle yol bulup gittin
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 16.8.2020 12:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!