.
.
.
.
sen bakan tarafıyla konuşurdum gözlerimin
kirpiklerime saklanan ıssızlıkla
uykumu sahiplenen rüyalarımın kabahatiydin -öylece-
hala anlayamıyorum
neden daima en ateşli nöbetlerimde
kirli gömlekleri giyiyordum seninle
oysa tutamadığım elin kadar soluksuzluk çekiyordum
toparlayamıyordum seni içimde
biliyorum hissetmiyordun
duyamadığın ses kadar kinli öfkeliydin yine
kırılganlığın uzak kalmaktan çok derinleşmeye
ya çırpınırsam ya boğulursam dudaklarında diye
sen soğuk kaldırımlara soytarılık yapardın
duasız bakardın tüm şehre
ben anlamsızlık yontardım karanlıktan
ki tedbirsiz değildim
korkularımı sınar
nefesimi gömerdim tadını bilmediğim tenine(!)
aslında sen bana doğmadan öğretilmiştin
derin gölgeliğimdi sevgin
giderim derdin giderdin(!)
suçluyum biliyorum bir tutam hüznü bile biçimlendiremedim
bir leke gibi sere serpe gezdirdim yüzümde
inanç gerekirdi belki
belki silebilmek için senli bir destek(!)
bir susuzluk değil bu
bir açlık hiç değil
onursuzluk asla
bu sıradan bir arbedenin dinlenik hali
sonuca bakınca
toprağın nemi kadara doğru yerdeyim artık uzat elini arama
bir kök
bir tohum
bir solucan
doğru yerdeyim inan ve ne olur anla
hem bilmiyor musun
yüzüne her bakıldığında
gözlerim görülecek nasılsa
.
.
.
.
Kayıt Tarihi : 10.9.2008 12:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ekrem bozkurt
TÜM YORUMLAR (2)