Ey yar!
Sen benim baharımı çaldın
Ömrün kıştan kardan borandan geçilmez olsun
Gel ey yar, gel!
Bakkaldan ekmek almaya gider gibi gel
Müdür efendi kızmasın, fırça atmasın diye koşar adım okuluna gittiğin gibi gel
Zaman hep sana akan bir nehir
Durduramıyorum sana esen bendeki bu rüzgârları
Kalbimden geriye bir kan nehri sende coşuyor hep
Görmedin mi bin parçalara dağıldığımı
Görmek için kalp gerekiyor ise
Sendeki gözler niçin bakar ey yar!
Kalbinin olmadığını anladım
Ama beni yakan gözlerin oldu
Gözlerime bulut kaçtı
Gönlümden yine yağmur yağdı
Islandı kent senin arkandan
Kalemi kırık bir şair gibiyim
Yazınca gönlümden satırlara kan damlıyor gibi
Ne çok susmayı istiyorum biliyor musun?
Her şey karmakarışık
Düzen, sistem, siyaset hep yılışık
Nazar boncuğu alacağım bu köhne hayata
Hiçbir izahatı olmayan yalan yanlış yollar peşinde koşan, düzensiz bir hayatla muzdarip olmuş, çoğu kendini bilmez, bir keçi inadı tutturmuşçasına yaşayan, yaşatılan, yaşanan hayatlar içindeki insanlar arasında kendini mutlu hisseden bir delikanlı…
Delikanlı diyorum, çünkü tarih boyunca bu işin akıllı kanlısı olmamış. Bunlar hep deli, delikanlı. Akıllı kanlısı kalmadı. Çünkü taze bitti...
Mutlu olmak için her şey bir bir yapılmış, mesela en güzel şarkılar söylenmiş, mesela en güzel beddualar edilmiş… Evet, öyle anlaşılıyor ki bedduanın güzel olanı da varmış meğer. Bunların en önemlisi hepiniz bilirsiniz ya da hepimiz biliriz; ezberlettirilmiştir bir kere… Hemen söyleyeyim: “Bir tek dileğim var mutlu ol yeter.” Başka dileğim yok! Birileri var, hayatta yaşayan ölüler… Birileri aç kalmış, vurulmuş, birileri ölmüş, öldürülmüş, ezilmiş umrumda değil! ALLAH’IM senden bir tek dileğim var; başka bir şey istemem: “O MUTLU OLSUN YETER!” O mutlu olunca ne olacak bilmiyorum ama yine de O MUTLU OLSUN YETER!
Nuh'un gemisine atlayıp bu cehennemden kurtulmalıydık!
İsa haklıydı
Ve Musa bu namussuzlar için çok uğraşmıştı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!