Eternal Sunshine Aşkı Yokedemez

Dünya Yükünün Hamalı
757

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Eternal Sunshine Aşkı Yokedemez

Lekesiz Aklın Sonsuz Günışığı Risalesi

Unutuş, insana bahşedilmiş bir “ikinci yaratılış”tır.
Zira hafıza, ruhun zinciridir;
hatıralar, kalbe vurulan mühürdür.
Eğer kalbin bir defa yanmışsa,
her anı, her iz, her nefes,
sana yeniden yangını hatırlatır.

Ama ne gariptir:
insan, unutmak için çırpınır,
ve unuttukça, aslında kendine geri döner.
Çünkü aşkın izleri,
silinebilir yazılar değil;
ezelî levhada kazılı hakikatlerdir.

Joel, bir derviştir—suskun, içine kapanık, kendini dünyanın gölgelerinden ayırmış.
Clementine, varlığın kıvılcımıdır—bir şarap kırmızısı, bir şimşek çakışı, bir dervişin semasında parlayan ateş.
Onlar karşılaştıklarında, hakikat, kaderin dokumasında bir düğüm atar.

Ve sonra, ayrılığın acısı…
Joel, kalbindeki yangından kurtulmak için,
hatıralarını silmeye niyet eder.
Bu, aslında bir tasavvufi “nefs terbiyesi” gibidir;
kendini unutarak Tanrı’ya yaklaşmak ister gibi,
Joel de Clementine’i unutmak ister.
Ama işte sır şuradadır:
Unutmak, sevmemek değildir.
Hafıza silinse de aşkın hakikati,
kalbin kıvrımlarında yanmaya devam eder.

Rüyalar içindeki rüyalar…
Joel’in zihni, bir metafizik âleme dönüşür.
Hatıralar yıkıldıkça, mekânlar çöker,
yüzler silinir, kelimeler erir.
Bu, kıyametin küçük bir taklididir:
Her şey yıkılır,
ama hakikat kalır.

Ve Joel, silinmeye yüz tutan son hatırada
Clementine’e fısıldar:
“Beni hatırla…”
İşte burası, aşkın en metafizik zirvesidir.
İnsanın hakikatte istediği şey,
bir başkasının kalbinde iz bırakmaktır.
Çünkü kalpte kalmayan, hakikatte var olmamıştır.

Unutuşun kapısından çıkınca
Joel ve Clementine, yeniden karşılaşır.
Sanki kader, onlara ikinci bir doğum lütfetmiştir.
Geçmişi bilmeden,
ama ruhlarının derininde aynı yara izini taşıyarak
yeniden başlarlar.

İşte bu, tasavvufta “bekâ” hâlidir.
Fena’dan (yıkılış, yok oluş, unutuluş)
Bekâ’ya (yeniden varoluş, hakikatin dirilişi) geçiş.

Ey okuyucu, bil ki:
“Lekesiz aklın sonsuz günışığı”
unutmakla değil,
unutulanın özünü yeniden bulmakladır.
Aşk, bir hafıza meselesi değildir;
aşk, varlığın ezelî nakşıdır.
Silinir, dağılır, unutur, kayboluruz—
ama aşk, Levh-i Mahfûz’daki gibi
hiç eksilmez, hiç kaybolmaz.

Çünkü aşk, Tanrı’nın kendini insanda seyretmesidir.

İşte filmin hakikati budur:
Unutuş, aşkı yok edemez.
Çünkü aşk, hatıranın ötesinde,
ruhun en derin özünde saklıdır.

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 19.8.2025 23:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


2004 yapımı Eternal Sunshine Of The Spotless Mind yani Lekesiz Aklın Sonsuz Günışığında filminden esinleniyorum.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!