Estağfurullah dedim, elime aldım, bıraktım,
Bıraktım ki sükûnet, en derin yaramı sarsın.
Ben ki tüm hikâyeleri kalbime sakladım,
Varsın beni, zamanın tozu toprağı alsın.
Ne bir kelam beklerim, ne de bir haykırış sesi,
Gözümde ne yaş kaldı, ne de bir heves yeli.
Kayboldu o feryadın en son ve ince busesi,
Şimdi ben, sessizliğin en asil efendisiyim.
Ruhumdaki bütün tortu, bütün keder silindi,
Ne geçmiş kaldı artık, ne de gelecek kaygısı.
Her bir zerrem sükûna, huzura büründü,
Bitti o çetin savaş, kırıldı o bayrak sargısı.
Dileğim budur ki, bu son nokta konulmuş olsun,
Ne bir iz kalsın benden, ne de bir mânâ arayan.
Varsın bu kalem de artık derin bir uykuya dalsın,
Sadece o biliyor ki, en büyük hakkı arayan.
Estağfurullah ey zaman, ey bitmeyen yollar,
Ben bittim de, sen yine akmaya devam et.
Bu yorgun yüreğime en nihayetinde bahar kollar,
Ve huzur, en son durağın en büyük emanet.
Lakin bilirim ki bu yorgunluk, boşuna değildi hiç,
Her kırık, her damla, bir dersi fısıldar.
Ben sustum ama o sessizlik, en büyük alkış,
O sessizlikte bile binlerce söz saklar.
Belki de en güzel yazı, bu yok oluş haliydi,
Artık ne bir yokuş var, ne de inilecek bir yokuş.
Ve ben bu bitişin en onurlu şahidi,
Estağfurullah, bu bir son değil, bu bir kavuş.
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 17:35:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!