Eşref kılınan da Fireyi Gördüm

Kürre i Arza ki bir nazar kıldım
Her bir mevcudatta yarayı gördüm
DEHR İ ummanına merakla daldım
Derya derununda sarayı gördüm

Şeytan yapıştı Nemrudun kulunca
Katır; emre uyup odun alınca
Taşıdığı odun balık olunca
Yakılan ataşta çırayı gördüm

MÛSÂ ŞUAYB sürüsünü gütmüştü (a.m.s)
Kurtlar MOR KOYUNU talep etmişti
Destur almak çün ŞUAYB’ a gitmişti
O çoban kurtlarda verâyı gördüm

MÛSÂ zevcesiyle gün de bitmişti
Tur dağında ateş görüp gitmişti
Ehl i küfür parsel, parsel etmişti
MÜLK-ü İLÂHİ’ de pareyi gördüm

Karınca; Süleyman seyran ederken
Onunla konuştu, kavmine derken
Karada en büyük olan Fil varken
Filden daha büyük Pireyi gördüm.

Canına düşmanı dost belleyende
Çıbandır sivilce mi elleyende
Mısırı Süttozuyla telleyende
Düşman sevdasıyla Kore’yi gördüm

Hasretim özdeki öz yurdum eve
Meftunum giderim hem seve, seve
İğne deliğinden Havutlu Deve
Geçiriliyorken orayı gördüm

Bir nazar kıldı dedim su ile köze
Fikret’sek idraki zor değil bize
Nice âcayibat göründü göze
Sorulur mu daha nereyi gördüm?

Cenneti terkedip fenaya gitti
Mükevvinâtına Halife etti
Halife evlâdı Hakkı terk etti
Eşref kılınan da fireyi gördüm

Seddi Zülkarneyn’ den Belya’ ya baktım (a.s)
Nemrut ataşına şimşeği çaktım
Abı hayât olup Eyyûb’ e aktım (a.s)
Dertlerin içinde çareyi gördüm

ZENNÛN’ un denize düşmek anında
Akılda sırdaşıydım ŞİT’ in yanında
Dağları yok ettim NÛH Tufan’ında
Sefine de Hınzır, Fare’ yi gördüm

Ehli küffar dört yanını bağlarken
Kuru kütük figan ile ağlarken
Miraçta esrar-ı hikmet çağlarken
Okyanus içinde dereyi gördüm

Hayır zannettiğin şeydeki şerri
Şer zannettiğinde hayırdır deri
Zahmetle gidiyor rahmet ileri
Âyet-i İNŞİRAH Sûreyi gördüm

Burak ile Filistin’e gittiği
Burak’ını Cebrâil’ in yettiği
Taşın muallakta iskân ettiği
Cennetinde sekiz dar’ eyi gördüm

İSLÂMİ; değersiz Ağaya, Beğ’ e
Bakmaz, bakar yeni doğan bebeğe
Rahmet ihsan eden gani feleğe
Rûyet çün verdiği süreyi gördüm