Günlerden geçmişteyim,
sıcak yaz güneşi
ve yıllardan çocuğum.
Tenim kadar esmer,
kaset çalar almış babam
ve ben daha dün gibi çocuğum.
Sonra kendi lisanımca,
bir güzel ağlamışım.
Ağlarken görünce beni,
dayanmamış yüreği annemin.
Baştan aşağı söylenerek,
çıkışmış babama.
Belli etmese de babam,
çokça düşkündü anama.
Kusur o ya!
Hafifçe gülerek gözleri,
bakmış bana.
Fazlasıyla küçük,
taşra da bir köy,
memleketimiz.
Ve tenim kadar esmer oyuncağı,
armağan etmiş çocukluğuma.
Kaptığım gibi oyuncağı,
koşar adım gitmişim.
Kerpiçle sıvalı evimiz,
ardında taş parkeli zindan.
Çocuktum ben,
dünya bile,
eğlenceli bir oyuncaktı bende.
Unutup çocuk olduğumu,
saatlerce oyuna dalmışım.
Sonra geçince hevesim,
bir taş geçirmişim elime.
Acımasızca vurarak,
tuzla buz etmişim hevesimi.
Çocuktum ben,
dünyayı sunsalar oyuncak diye,
her daim aynısını yapardım.
Pişman olup,
üzülürmüşüm sonra.
Yüksekçe bir yere çıkıp,
hayaller kurarmışım.
Kısıp göz kapaklarımı,
ötelere bakar,
usulca kaybolurmuşum.
Hiç düşmeyecek gibi,
ellerinden tutarak çocukluğumun.
Günlerden geçmişteyim,
sıcak yaz güneşi,
ve tenim kadar esmer.
Ben daha dün gibi çocuğum.
Kayıt Tarihi : 27.1.2014 17:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!