Eskisi gibi değilim, buz tuttu sanki üşüyor içim,
Her yüzde bir kahpelik, söndü artık yakan ateşim.
Riyayla örülmüş kalın duvarlar aştım usul usul,
Yalanın paslı zinciri, bıraktı geriye yorgun bir kul...
Canımı verecek kadar sevdiğim yüzler vardı bir zaman,
Şimdi silinmiş birer çizgi, birer anı geçmişte kalan.
Çıkardım hepsini tek tek, o kalabalık yalnızlığımdan,
Yokluklarına ağlamak, daha hafif bir acı yaptıklarından...
Bir veda defteri tuttum içimde, satır satır ayrılık,
Her gidiş bir burukluk, her hatıra bir karanlık.
Belki de böylesi gerekmişti, keskin ve acı bir veda,
En azından artık yormuyor beni sahtelikler, bu sahte dünyada...
Oysa ne umutlarla açmıştım kalbimin kapılarını,
Şimdi demir sürgülerle örttüm tüm o eski anılarımı.
Her biri bir kırık ayna, yansıtıyor herkesin sahteliğini,
Ve ben yorgun bir yolcu, topluyorum kırık dökük benliğimi...
Artık ne bir sitem kaldı içimde, ne de bir arzu,
Sadece derin bir sessizlik, bitmeyen bir hüzün yokuşu.
Yoklukları bir boşluk evet, ama en azından yüce,
Yokluklarıyla yaşattıkları o yalan denizinden çok daha üstünce...
Ve şimdi, bir soğuk veda rüzgarı eserken içimde,
Kendi seçimimle yeni bir sayfa açılıyor gönlümde.
Kalpte eskinin tortusu, ama geleceğe dönük yüzüm,
Artık daha iyi görecek herşeyi, gözüm olacak özüm....
Kayıt Tarihi : 31.5.2025 21:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!