Çok eskidenmiş o pürüzsüz teni
Şimdi buruşmuş bir soluk beniz...
Gözleri çok şeyler söylerdi
Şimdi bakmaya mecalsiz.
Hele dişler sanırdın inci tanesi
Şimdi her biri sızlamakta çaresiz.
Ya endam; genç bir serviydi
Şimdi eğilmiş; hepten neşesiz.
Demir gibiydi midesi,bünyesi
Şimdi geçmez günü şikayetsiz.
Unutur durur her şeyi
Yakınmaları durmak bilmez.
Eskidenmiş o zehir zemberekliği
Şimdi bıçağı hiç kesmez......
(18 ekim 2008)
Canan İşdaşKayıt Tarihi : 16.10.2009 21:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kutluyorum ( +10 ) saygılarla....
İyi bir betimleme . . .
Kutlarım Şaire ! . . .
Nevzat Bilgiç
Güneş ufka yanaştı, gölgeler iki misli
Artık yaprak dökümü, mevsim sonbahar oldu.
Geride kaldı bahar, hatralar sisli sisli
Tomurcuk goncalaştı, nice ümitler soldu.
Gençlik atlar gibiydi, rüzgârdan yeleleri
Nice azgın atları dize getirdi zaman.
Bükülmez bilegiyle nam yapmış idi biri
Takılıp bir afetin zülfüne düştü, aman.
Geçmez gibiydi sanki bize verilmiş ebed
Yaşadık bir çırpıda yazı, baharı, kışı.
Yüz sürdük meyhaneye, kıldık Leyla’yı mabet
Kim açıp kollarını durdurur bu gidişi?
Saçlarıma beyazlar, karşı dağa düştü kar
Aynalar bir şey dedi, dilinden anlamadım.
Ömrümün sonbaharı; neye yarar intizar?
Geçti bütün baharlar kıymetini bilmedim.
Duman altında kalmış dağlar, ovalar, ser’ler
Görmez olmuş göz gözü, çökmüş gaflet bulutu.
Hakka çağıran rüzgâr acep nerde eserler?
Medet bekliyor bir kul, gayesini unuttu.
Gönül kırmış ipini serseri gezer durur
Dağıldı bir rüzgârda başımdaki dumanlar.
Baktım her şey geride, önümde mezar durur
Mazlum kaldım, çaresiz yaşım yanağa damlar…Bekir Urfalı
zamana ne dayanır?..
TÜM YORUMLAR (5)