Anlatayım sana eski zamanı,
Basma çitten fistan giyerdik oğul.
Ayak yalın, bulamazdık tumanı,
Kirleri tırnakla soyardık oğul.
Babamız alırdı çitten bir gömlek,
Hamam tasımızdı kabaktan çömlek,
Nohudu öğütüp yapınca ekmek,
Tarlaya kahvaltı koyardık oğul.
Ihlamurla terletirdik hastayı,
Çaput yakıp emliyorduk yarayı,
Anam pişirince bir yayla çayı
İçine de pekmez koyardık oğul.
Don teknesi vardı küvete benzer,
Yalnız, o ağaç ve her yere gider,
O zamanda beyaz sabun ne gezer,
Başımızı “kille” yıkardık oğul.
Kış gelir evdeki sular donardı,
Sobasız odada ocak yanardı,
Masallarda çocuk yiyen dev vardı,
Cinden de daha çok korkardık oğul.
Sabah sofrasına çıplak dolardık
Yemeği yer tabağı da yalardık.
Burnumuzu kolumuzla çalardık,
Bir de kuvvetlice çekerdik oğul.
Zaman yolcu oldu medeniyete,
Biz de hasret kaldık “gül yüzlü bite”
Evimizden eksilmezdi DDT.
İlaçsı ilaçsı kokardık oğul.
Uçak sesi duyulunca havada,
Panik yaratırdı bütün her yanda.
Derdi “ebem” kıyamet var yakında
Durup şaşkın şaşkın bakardık oğul.
Şimdi anlatırken gülme sözüme,
Geçti artık hayal gelir gözüme,
Yoğurt çalmak için çatlak yüzüme
Toprakta suyunu süzerdik oğul.
Kayıt Tarihi : 8.12.2012 21:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)