ev susuyor;
ben susun daha koyusuyum.
(çekmeceyi kapat, içinden rüzgâr sızıyor.)
duvar, kendini tekrar ediyor
saatin pası dilime bulaşıyor
aynı dakikaya asılıp kalmış bir nefesim ben.
kimseyi çağırmadım,
çağırmamayı çağırdım yıllarca;
yine de kapının altından
ince bir ışık sızıyor
faili belirsiz bir “yakınlık”.
gelme demiyorum;
gelmiş gibi durma da
eşiğe bırak bir gölge,
içeri ben koyarım suskunluğunu.
adını istemem,
harfini bırak (bir noktalı virgül yeter)
cümlemi tamamlamam, sen kapanırsın.
ben:
sarnıçta suya eğilmiş ses,
kendi yankısını kirletmekten ürken.
sen:
pencerenin dış yüzünde unutulmuş bir bulut,
yağmaz, ama ağırlık yapar.
belki bir gün
kapıya dokunmadan,
kapı beni anlar;
kilidin içinden bir kuş öter,
“olur mu?” demez,
kanadını bırakır eşiğime.
ben o kanadı saklarım,
uçmayı değil;
hiç kimseye göstermem
sana da.
ama bil:
yerini bilirim.
ve yerini bilen şeyler
yerleşir.
Kayıt Tarihi : 4.11.2025 01:26:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
29.10.2025 Eceabat Seddülbahir



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!