Kaç zamandır içimde
O derin ve ağır sızı
Bıraksam her şeyi yıkacak/ yakacak gibi
Ne gökdelen, ne otoban, ne de camii…
Olmayacak evimin balkonundaki İstanbul…
Söz müdür söylenen? bu ıssız yer de
Söylesen de yalnızdır, sen de kalsa da
Bilinmez ne zaman kapanır perde
Kapansa da yalnızdır, açık kalsa da.
Aklımdadır o yar gitmez düşümden
Sana yanarım sevdiğim
Bir de Tuna’ya
Zalim sular geçit vermez
Kapar kapılarını...
Oturup kıyıya izlerim bir tek
Bir yerler de, bir şekilde çekti herkes
Yükünü hayatın.
Ve çekiliyor yine bir yerler de.
Bilmem mi...?
Hiçbirinin hakkı değil ağırlık (!)
Koşun millet koşun!
Kimse kalmasın geride.
Hınca hınç dolu her yer
Ve herkes sizin gibi ne mutlu
Herkes sizden sizinle aynı kafadan
İtiraf ediyorum artık
Gizlisini, saklısını
Saklamanın bir manası yok bunu
Hani bütün mahalle çocuklarının
Arşınlayıp duvarını
Girip elma, erik aşırdığı
Seni yazmak…
Anlatmak sayfa sayfa
Bembeyaz kağıtlara.
Resmini çizmek, tepeden tırnağa.
Renklerde aramak güzelliğini
Dünde seni bulmak zor.
Bir demli çay tadında
Yaşamayı seçiyorum hayatı.
Ve oyumu karanlıktan, aşktan yana kullanıyorum.
Zalim ellerin kıyasıya hırsına, aç gözlülüğüne inat
Oyumu
Açlıktan, ezilmişlikten yana kullanıyorum.
Meğerse sabır küpüymüşüm
En acısına da dayanırmışım ayrılıkların
Ağlamaz,
Kahrolmaz,
Yanmazmışım.
Sevsem de taşırmışım,
Yıl 61
Muharrem on…
Dört haram aylardan biri…
Yer Kerbela
‘’Kerb’’ ve ‘’bela’’ aslında…



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!