Yazdılar öğretmen bir kez
Uzak illerle özdeşleştik
Aşmışız Ferhat’ın deldiği dağları
Yanmışız Kerem gibi sensizliklerde.
Haberler salmışız
Ben bir garip uşak aşk yollarında
Mecnun olmuş, seni çöle danışır.
Ellerin koynunda geçer mi gece?
Geçmeyen zamana, kola danışır.
Sevda kervanına uydum giderim
Kaçkarlardan aşağı indi akşam Güneş'i
Çoruh yastadır şimdi başlar gecenin düşü
Vurur kendini taşa, dağlar olur yoldaşı
- Dalsaydım kıyısında, baksaydım akışına
- Dünyaları değişmem o güzel bakışına.
Karanlık geceyi hüznüme katıp
Derdimi, tasamı ona anlattım.
Yaren edip, kucağımda uyutup
Aşkımı, sevdamı ona anlattım.
Dokunsam tenine, ay mahzunlaşır
Bu gün elemleri kenara ittim
Nazlı yara doğru uçmak isterim.
Sakiler dizilmiş aşk dergahında
O aşk şarabından içmek isterim.
Geldiğin yerlere güller sereyim
Gittiğin arabada kaldı gözlerim
Böldün ya beni iki parça
Birini aldın uzaklara
Birini bıraktın
Rize’nin ıslak kaldırımlarına.
Sensizliğin acısıyla bin parça
Bir ak güvercindi sevgi
Hep özgürlüğe uçuşları
Efkar Tepesinden kalkışı
Süzülüşü gökyüzüne.
Kanatlarının çırpınışı sanaydı
Vururken yalnızlık sac bacalara
Anasız kuzular meler
Yaylaların birinde.
Kan damlar yanaklarından
Yayla güzellerinin
İçe akar sevgileri.
Sevda ateşine düşen yüreğim
Yandıkça içimde sevdalar büyür.
Sana karşı çoğalınca merağım
Andıkça içimde sevdalar büyür.
Gamze olur yanağında gülüşün
Sığdıramadım seni
Satır aralarına.
Almadı seni edebiyat kitapları
Kırıldı orta yerinden
Taş plaklar
Kumburgaz meyhanesinin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!