Harp meydanı bu dumanlı ve kanlı.
Gök deliniyor sanki Sema çatirtiyor.
Mermiler bile yorgun,serseri düşüyor mevzilere.
balçıklı siperlerde parçalanmış cesetlerle dolu.
Bir Barut kokusu var havada vahşetin düğünü var.
Bekliyorum geleceğin o günü.
Bembeyaz bir Şubat soğunda.
Yağmurlu bir Nisan sağinağinda
Kavruk bir Ağustos sıcağında.
mübarek bir günün sabahında.
Bir bayram coşkusu olda gel
Bende herkes gibi sıradan ,fakat huzurlu bir hayat isterdim.
İşinde gücünde, aklı sadece ekmeğinde olan bir adam olmalıydım.
Asil ve sadık bir eş ile evlenip eşsiz eserler bırakmaliydim yeryüzüne.
Kredi taksitleri bitmiş bir ev,ayağımızı yerden kesecek bir külüstür yeterdi bize.
Şaşırdım İnan.
Boşluğuma geldin.
Yoksa tutulmazdim bu kadar.
Yakamazdin canımı.
Bir çay içip kalkicaktim.
Üstümde bir yalnızlık fazlasiyla kalın.
İçimde bir isyan bastirlamayacak kadar öfkeli.
Elimde bir alacakli defteri.
Mutabık miyiz sevmekte?
Oysa en çok ben severdim
Elimi tutsaydi bir el
kirmasaydi dalimi
yakmasaydi canımı
inan en güzel ben severdim
gecelegin gicardayan kapi sesini.
aniden kalbe düşen vesveseyi.
Yillarca kaynayip da ciğ kalmis zihinleri
Mutlu bitmeyen filmleri sevmiyorum.
Kira günü sevinçli ev sahibini.
Aşkı arar dururdum.
Lakin hangi bağda bilmezdim.
Dikenime bakmadan.
Sevilmeye yeltendim.
Keskelerin kuyusundayim.
Yarından ümitliyim.
Değişecek bir şeyler.
Bir güneş doğacak önce
Bir tohum filizlenecek
Yeşiller örtecek toprağı.
Yedi verenler açacak.
Ruhum karanlık bir orman.
Bataklık da var içinde.
bakmasını bilirsen lotus çiçekleride var üzerinde.
Kurbağa prens değilim elbet,opunce bir mucize beklememelisin.
Köklerimde sağlam değil ne topraga yar olurum nede kuşlara yuva.
İlk sevenin elinde kalırım, çıra olurum tutusurum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!