İnadı kurşun akşamlarda, umut
Sürgünde çürüyen gözlerin tesellisi
Pierre Loti Bulvarından geçip giden martılar
Ya seni getirecekler bana ya firari ayrılıklar
Gümüşsuyundan Beşiktaş’a, uzayan bir yol
Yürürken dağılan saçlarım
Umut dediğin;
İki kadehten önce, güzel bir hanım abla,
İki kadehten sonra, kucaktan kucağa gezen bir yosma…
Kaldır kafanı da göklere şöyle bir bak
Gidiyor bir parçan, kopuyor! Hem de ağlayarak
Ey yıldızlar, siz bari duyurun sesinizi!
Mutsuz olacak sonunda dinlemiyor ki beni
Yontulmamış bir sevda,
Öyle odunsu,
Öyle kalas,
Ayıklanmamış kıymıkları
Batıyor sol yanıma,
Acıtıyor!
Çocukluğumdan bilirim,
Kelimelerle vuruş karış oynamayı;
Arkadaşlar misket taşır ceplerinde
Ben; Ahmed Arif, Necip Fazıl,
Cemal Süreya’yı…
Tanıdın mı beni,
Ellerimi, gözlerimi hatırladın mı?
Hani kokumu bile özlerdin...
Hani camlarda beklerdin bazı geceler,
Ağlardın benim için!
Biliyorsun sende sevgilim,
Bir salıncakla, verdiğin sözlerin
Kaderi nedense hep aynı
İkisi de sallanıp duruyor havada
Hem de! Yerçekimine karşı…
Sevdiğimin bir sevdiği var,
Beni seveni de seven.
Gördüm, herkes birini seviyor,
Kimi sevdiği için mutlu,
Kimi sevilmiyorum diye üzülüyor
Dengesi yok bu hayatın
İstasyonunda bir kadın,
Yarılanmış bir sigara, tek nefeste
Kırlangıç gözlerinde vuslat türküsü,
Umutlar, sigaradan hızlı tükenmekte!
Çok olur, istasyonların sonbaharı
Şüphe, aşkın sivilcesidir, patlattıkça çoğalır.
Çoğaldıkça o aşkta, ne bakılacak ne de öpülecek yüz kalır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!