“ben sevdiğime aitim, sevdiğim de bana” Feyruz
Limon dallarının altından geçiyordu 20’lerimin sonları
saçların akşam suyuna düşmüştü.
Suyun yaradılışını anlatarak bir taraftan
Bir nehrin doğuşuydu boyun kıvrımların
sen
özlemleri
damarlarımda bir aşka
yerde yaralı bakmak gibisin.
yeşilin tonları iklimlenir kanımda
denize doğru heveslenir yılkı atları
Son dakika bülteni olarak geçilmişti aşk.
Tülek saçlarının hasreti yeni dünya savaşıydı
Bu yüzden bulunduğum yerden,
çöl sarısı tüfeklerin,
teslim tutanağını imzalayıp
koşmuştum esmerliğine...
Gel Eylül...
Biz onunla yudum yudum
Aşkı içecektik...
Güneyli kuşların kanatlarında
Güneşe son halini biz verecektik....
Gel hiç sormadan;
Olympos'tan atılmış rüyalar gibi
Uyanmanın nedameti göğü vurmadan....
Dudaklarında bahar çiğiyle bir gece vakti;
Güneş doğmadan...
… Beni görüyor musun dedi Satürn Ay’a.
… Ay gülümsedi.
“Seni görüyorum. Halkalarının arasında parlayan ışığımla seni arıyorum.”
Satürn sessizdi.
Ama titredi halkaları hafifçe; bu, Ay’a bir cevaptı.
Ve böylece, gökyüzü onların sahnesi oldu:
İşte kazandık!
Ve artık yokuz.
Görmeden bastığın karınca gibi
Atese mavi taşıyan hasretler gibi ...
Alnının kenarında kahve benleri
Kaç yıl oldu nazlı turnalarını bekleyeli
Tut ekmeği ikiye böl, göster takvimi...
Hadi mektupların ağır yüküne
dayanamadıysa tanyeli
Velev ki posta güvercinlerini de
kolluk vurduysa aşkın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!