Çam ağaçlarında yapraklar iğneli,
nasıl da uzayıp açılmışlar,
hepsi birer kadın eli.
Ya Rabbim! Bu esmer ayazlıkta,
sokakta,gece yarısı
Kar bu yağan beyaz.
Her yer yüzün gibi,
yüzün gibi hüzün rüyalarda bembeyaz.
Göğe mi çıktın?
Kurduğun her cümlede
öznenin fütursuzca işlediği nesneydik biz.
Meğerse nesnenin halinden özne bilmezmiş,
aşığın işi sevmekleymiş.
Edilgen bir oluş aramaktasın
Naz gideli çok olmuş.
Kimsenin usandığı yok senden.
Yüzünün rengi de senin değil.
Ne yaya benzer kaşların,
ne de ok gibi bakışların.
Buyur ayrılalım, ayrı yollanalım.
Sen sahil yolundan git,
O sevdiğin sulara bakarsın.
Ben kıra bayıra yürüyeyim.
içim açılsın.
Ne kadar destansı olsan
ne kadar masalsı
O kadar gerçeksin sen.
‘’Daha deniz, daha müren,
Güneş tuğ olsun, gök kurıkan.’’
Belki
sen sonunu getiremeyecektin.
Belki ben...
Belki sonu gelmeyecekti;
ama başlangıç da güzeldi.
Yaralı hallerim var benim,
çocukluktan kalma.
Çocukça sanma
miyadı dolmayan hayallerim var benim.
İçimde üzeri dikenli,isimsiz,
Sağ baştan sayar
uygun adım yaşardık özlemlerimizi.
Rengimiz hâki,
sevgimiz hakikiydi.
Birkaç mevsim güneşten önce



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!