Hayat işte
O gözümüzün nuru
Bir anda isleniveriyor
Yaşamak neysede
Anılar fena iz bırakmakta...
Hadi kalk gidelim dedi kadın...
Adam anlam veremedi
kalktı, çayı hiç konmamış sigarası yakılmamışken.
ben aslında çok sinirliyimdir dedi kadın
Sukut etti adam.
Şehrin orta yerinde arabanın kapsı hışımla çarpıldı
karaköydeki balıkçıların
bayat balıkları ıslattıkları hortumun ucundan akan su sesi bile
kendine getirmeye yetti
dönmeye mecali yoktu zaten: bir balık gibide dalmak imkansızdı..
zira şişedeydi hala..
Gün ,
Sen gidince bir gün;
Martıları da beraberinde götürdü.
Çığlık çığlıga ve sağanak sağnak
Bardaktan boşalırcasına
sen
çogu zaman bilmesende
gece bölünce uykumu çığlığın...
bir şefkat olurdu ellerim.
sen çogu zaman bilmesende
sen kokardı tüm gün ellerim..
Sayısız günlerin
karanlık akşamlarından sadece biri...
yine yeni camide ezan, üsküdarda dalga
yine melankolik beyoğlu.
Kulakları yırtarcasına hırçın bu kez istanbul
Şekilsiz aşklar yaşanırken bu şehirde...
Buruşmuş bir elin,
terli ve kirli tırnaklarıyla tutunuyorum;
sana ve hayata.
Ve biliyorum
zor olmayacak budefa...
zaman ve mekan tanımayan istanbulun
en ücra kösesi olmasada
en küf kokan sokaklarında yürüyorum..
belkide gün dogmamışlıgındandır bu küf koklu kalplerin nedenide..



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!