Erlik’in unuttuğu o dipsiz yurda indim,
Celladımla göz göze, belâmla diz dize geldim.
Ruhumu kuşanan bir kam ayiniydi bu cenk;
Varlıkla hiçliğin son, kadim pazarıydı.
Karşımda Tamag açıldı — ne kapı, ne de kubbe,
Yerin yedi kat dibine kıvrılan o kara türbe.
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,