Üzerinde gökyüzü,bulutların vardı
Geceleri yıldızlar , ay vardı
Başının üzerinde sonsuz kainat
Ayağını bastığında yapışan toprak
Çimlerin ıslaklığı, kokusu vardı
Sabahların soğuğu,çiğ kokusu
Bir gerçeğin yansımasıdır insan bu bedende,
Gerçek bir, maddenin hakiki sahibi nerede.
Yaradanın yansıması, tecellisi bu bedende,
İstersen İlahi bir güç doldurur aşkı her zerrene
Yanmazsam yaradana yıldızlar sönse ne çıkar,
Sen varken
Bacaklarımda derman yok artık meşakkatli yollar,
Sarıldıkça zehrini akıtacak bedenime bu kollar
Gülüşündeki zehir, acı kanmı kalbimden akan
Bu aşkın soğuğumu yoksa alevimi beni yakan
Mavi gökyüzünde beyaz bulutlara bakan penceremi,
Sabah sonsuz maviliğe açar, seni doldururum odama
Sen balkonuma geldiğinde hepsi sana gülümsesin diye
Bulutlardan süzdüğüm sularla senin için çiçekleri sularım
Yinede hiç biri senin kadar güzel gülümseyemediler.
Beyaz bulutların üzerinde beyaz örtülü, küçük sofram,
Bu gün zor kalktım yataktan, hiç isteğim gönlüm yoktu
Yüzümü yıkadığım su soğuktu ama hiç uyanamadım
Sabah penceremi açınca aradığım ümit yoktu bugün
Dolmadı içime bahar sabahının serin taze havası
Gökyüzünde hep aradığım bulutlar yoktu bugün
Bu kasvetli havanın sonunda sanki yağmur yağacaktı
Yarabbi aklımı koru nedir bu buhran dolu günler
Neyin sancısıdır bu ağrılar, yer gök solmuş güller
Her bir köşeyi tutmuş, her taşın altında deccaller,
İmanımın imtihanı olsun bütün şeytanca kalleşler.
Her birini alıpta göğsüme Allah diyerek bastırayım
Çıktı artık ok yaydan bekliyorum göğsüme girmesini
Bekliyorum aşkın zehirli kokusunun beni delirtmesini
Sana yazdığım mektuplarım işte bu gökyüzünde asılı
Sabah perdelerini açtığında odana dolan ışıkta oku
Ancak bulutlara yazdığım,sana söylemediklerimi,
Yağmur taneleri saçlarından aşağıya süzülürken oku
Beni gündüzlerin kalabalığında yalnızlığında arama,
Kırklı yaşlardayım ama hangi kuşun kanadındayım
Ufukta batan güneşin kızıllığındayım, dalgınım
Geçtiğim parklarda çocuklar oynuyor
Annelerinin elinden tutmuş, ağlıyor
Kırklı yaşlardayım ama hangi dağın zirvesindeyim
Ağustos sıcağının kuru çayırlarında tanıdım seni
Baharların getirdiği umutta seni hiç aramadım ki
Çıldırtan karanlığın en koyu halinde buldum seni
Güneşli günlerde saçına taktığın papatya da değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!