Beni esrik görüp de
sanmayın ki
gece gündüz içiyorum
gökyüzünün mavisiyle
yeryüzünün yeşilinden
özlemime kumaş biçiyorum
Kara bulutlar dağılsın üstünden
Çık Tevfik Fikret'in İstanbulundan
Olma Sistanbul.
Açsın lalelerin güllerin
yakamozlarla bezensin gözlerin.
Süleymaniyenle, Kocamustapaşanla
TÜRKÜLEŞTİREN SEVDA
O sıcacık el eden ballı gülüş
Kıvılcımlandırdı yüreğimi
Dağlarımdaki çoban ateşlerine
Yıldız taşıdı gözleriyle
Hayalimdeki dünyada
saklambaç oynuyor çocuklar
'elma dersem çık' diyorlar barışa
o da çıkıp sobe diyor kavgacılara.
'Armut dersem çıkma' deniliyor savaşa
armut kalakalıyor kovuğunda tek başına.
Kuyudayız hepimiz
bencilliğimizin kuyusunda
çıkamıyoruz dışarıya
kabuğumuzu kırıp da...
Çıksak bile alışmışız
kuyu kazıyoruz boyuna
KAR YAĞIYOR...
Kar yağıyor kar yağıyor
Umduğumuz dağlara kar yağıyor
Kardan adamlar kaplıyor her yanı
Söndürmek için fırsat arıyor...
SENİ DÜŞÜNÜYORUM
Seni düşünüyorum
Göle iniyor bir ceylan
Sefere çıkıyor her bakışında
Yepyeni bir kervan
AŞK PUSULASI
Aşk pusulamdır benim
Gösterir gül eliyle
Gitmem gereken yeri
Geceme yıldız olur
ATATÜRKÇÜLÜK
Geriye dönmeyi hiç düşünmeden
İleriye hep ileriye gitmek
Yönelmek doğruya iyiye güzele
Bıkmadan usanmadan yılmadan
Ulus Bulvarı’nda biri vurulacak bu gece
Önce kalbi kanayacak
Yağmur saracak yarasını
Kaldırımın kollarına düşecek çaresiz
Dostları duymayacaklar hiç
Can çekişecek kimsesiz...
Ne güzel şey tüm algıları aşk'a açmak.
Yüreğine sağlık sevgili Erhan.