Bir gün daha eksildi ömrümden,
Ama seni unutamadım.
Ne garip, değil mi?
Giden sen oldun,
Gecelerden ne bekledim, ne umdum,
Her yıldızda seni sordum, unuttum sandım…
Ay yüzünü gösterdi bir an,
Ama yetmedi, yetemezdi,
Sen geceye düşen en zarif parıltıydın,
Gökyüzünden kopup kalbime konan bir ay parçası…
Ne yıldız dayanır ışığına, ne de ben sensizliğe.
Adını her andığımda, içim titrer usulca.
Küçücük ellerinle tutamadığın dünya,
Bazen hüzünle bazen umutla bakıyor sana.
Nefesin ince, yüreğin güçlü çocuk,
Senin adını fısıldıyor yıldızlar her gece.
Küskünüm…
En çok da sustuklarıma,
Söyleyemediğim kelimelere,
Boğazımda düğüm olup kalan sana…
Bir ömür geçse de,
yüzünü son görüşümden yıllar aksa da
gözlerimin önünde hâlâ
o son bakışın,
Senin adın bir tebessümde başlar,
Bir çift gözde, bir anlık bakışta,
Bazen sabahın serinliğinde uyanır,
Bazen gecenin koynunda saklanır yavaşça.
Geceye fısıldadım adını yine,
Yıldızlar döküldü avuçlarıma.
Rüzgâr seni taşıdı tenime,
Sensizim… En çok da burada,
Unutucam seni...
Bir sabah uyandığımda,
Gözlerim uykuluyken bile hissetmeyeceğim adını.
Kahvemi içerken sen gelmeyeceksin aklıma,
Bir bakışın vardı, içime işleyen,
Adını anmaya cesaret edemediğim,
Yarım kalan bir cümleydik biz,
Ne başı belliydi ne sonu…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!