Gördüm sahte yüzler, sahte boyalar,
Bazen üslubundan düşer foyalar;
Kandırırım zannı, kendin oyalar,
Yüzünde bir nebze utanmak yoktur.
Işığa durup ta gölge uzatır,
Varırsan hak kapıya,
Çal onu gir içeri;
Orası gülistandır,
Meydan Resul'un yeri.
Hak meydana götüren,
Sil o düşen incileri, onlar sana yakışmıyor,
Yanakların birer elmas, elmasların çiziliyor.
Yazıktır o incilere, onlar hep gülüşe dönsün,
Pınarın olmuş akıyor, sularına kimler doysun.
Tabii bir şehir eller değmemiş,
Sarı, açık kahve, biraz da yeşil,
Sanki gece olmuş, güler yüzüne,
Dökülmüş birer, birer yerin düzüne.
Kaldırınca başımı görürüm,
Bir dünyadır bilinemez,
İyisi var, söylenemez,
Onlarki hiç güvenilmez,
Ardına düşen köpekler.
Düşmeye görsün halinden,
Tövbe yolu hak yolu,
Gönül dostuyla dolu;
Allah rızası olur,
İşte bu yolun sonu.
Bu yol hakka yönelmek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!