Gecelerim doldu girye-i âşıkane ile
Sanki duyulmayan bir vâveyla misali
Sen gidip beni öldüren lahzadan beri
Ne gelen var ne giden, sevgili
Ferdayı bilsek sanki
Çok zordu gidişini kabullenmek
Her an kapıdan girecekmişsin gibi beklemek
Zira, ne çok özledim seni bir bilsen
Ah bir bilsen seni ne kadar çok sevdiğimi bir bilsen
Kapanmaz yaralar açtı gidişin
Gök gürültüsünde gerçekliği anlamıştım,
Yağmur damlaları vururdu şakaklarıma,
Ürkerdi sensiz yüreğim her yıldırım çaktığında,
Oysa ben gülüşünde hayallerde dalmıştım.
Fırtınalara bırakmıştım solmuş bedenimi,
Giriftar oldum mah cemaline, ne haddime
Mevt-i hayatı niyaz ederim, olmuş hayatım pespâye
Târumar ediyor ruhumu başkasına nigahların, bak nasıl da hâl-im pürmelâl
Tutuldum defaten câdûsühan’a, bak nasıl da oldum dilhun dildâr
Hâlet-i rûhiyem farksızdır firkat eylemiş mecrûh bir aşıktan
Sonbahara gelmiştim artık
Özleminle yanıp tutuşmuştum
Bir hayalden ibaret olsan da
Çok sevmiştim ben seni sevgilim
Mevsimlere benzetirler aşkımızı
Solmuş çiçeklerde kalmış anılarımız
Her sayfada bir iz, her sayfada birer biz
Önsözünde yırtılmış yarım kalmış hayatımız
Tozlu raflara kaldırılmış unutulmuş hislerimiz
Bilmezsin, abisleri aydınlatan cemalin mahperi
Vazgeçilmişliğin uçurumuna bir seyahat
Kalsam öte değil sukûtuhayalden, heyhat
Bıraksam kendimi olmuşken meyus, bedbaht
Söyle bana kavuşmamız olur mu mümkün ferdalarda, yoksa sonu yine mi firkat?
Zülf-i yârin rayihası ediyor sermest, bu dildâr dilhunu
Açmam gereken bir sabaha açtım gözlerimi
Pişmanlıklar dolusu bir dünyaya hislerimi
Yalan olan insanlara sevgimi
Gerçek olmayacak hayata düşlerimi
Soldu artık gündüzlerim
Neden diye başlıyor her sorum
Dalıp giden güzelliğine, ben
Öldüren her gülüşüyle beni, sen
Ama seni değil, kendimi sorguluyorum
Zaman geçtikçe unutur insan derler ya
Mazilere gider aklım,
Bir kitapta yazılı olan aşka,
Beyazlıktan göz gözü göremez,
Bir damla kırmızılık en ortasında,
Kanlar akıyor yüreğimden,
Görmüyorsun da bilmiyorsun da.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!