Ne kervan kaldı ne at, hepsi silinip gitti
İyi insanlar iyi atlara binip gitti’’
Necip Fazıl Kısakürek
YOK, YOKA SAKLANMIŞ
Gel de kes şu gönlümde çözülmeyen bağını
Yeter artık usandım… İstiyorum kes gitsin
Hiç bekleme… Güneşin sökecek şafağını
Yıllar yılı çektiğim içimdeki yas gitsin
Unutmak mümkün değil seni öyle severdim
Yalvarır durursun her gün Mevla’ya
Sevdiğin… Dağları aşmayagörsün
Duman çıkar dostlar… Arş-ı âlâya
Gönlüne bir ateş düşmeyegörsün
Hâşâ! Hâşâ! Dinden imandan çıkar
Sanki koca dünya… Hasret denizi
Neden aşk değil de hasret akar ki
Her yangının mutlak kalır da izi
Hangi ateş… Senin gibi yakar ki
Yollarım hep yokuş arklar bir dere
Ben de bir faniyim sıra günümde
Vade yetti diye yas bile tutmam
Sizlere ak! Bana kara günümde
Ağlama sızlama! Ses bile duyman
Kuşak çatışması! Uzun mesele
Ferhat, benim adım… Kerem de benim
Dağları delen ben… Çölü geçen ben…
Kavruldu ateşte… Yandı bedenim…
Her geçtiği yolu ölü geçen ben
Ferhat’ın… Kerem’in… Adları çıkmış
O esrik duygularım bu gün gene körkütük
Kadehler kahır dolu… Bir de sakinin nazı
Yüreğim taşımıyor… Yıllar yılı bunca yük
İçimde hep yıkılmış… Hayallerin enkazı…
Bir masanın başında ne bütünüm ne yarım
Bir derin sevdaya düştüm kör gibi
Hasret yüreğimi sarmış… Görmedim
Yıllardır bağrımı sanki kor gibi
Yakan bir ateş varmış… Görmedim
Hasret nerde varsa orası yurdum
Baktığın oldu mu hiç bir dağın tepesinden:
O güneşin doğduğu battığı yer aynı mı?
Hiç hayale daldın mı bülbüllerin sesinden
Karga ile bülbülün öttüğü yer aynı mı?
Bir gün olsun güneşi doğarken izledin mi?
Kirpiklerin ok olsa gelip delse sinemi…
Kan akıttın bağrıma yara açtın der miyim?
Kime isyan edeyim bu güne mi düne mi?
Velev ki mecbur oldun neden kaçtın der miyim?
Ya da kirpiklerine beni hedef tahtası…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!