Ercan Kurt: Hayatı, Biyografisi, Eserler ...

336

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

ERCAN KURT HAYATI

Ercan Kurt ...Bismîllâhirrâhmânirrâhim...
-Elhamdü-Lillâhi-Rabbil-Alemîyn-
...Hâmd,Âlemlerin Rabbi olan Allâh'a Mahsustur...
.
Esselâm.................................................01/12/2006

Efendim,72' senesi kışında doğmuşuz anamızdan...Gerçi anam arada -'Oğul bahardı! ' dese de kutlar bizim uşaklar Aralığın 1'inde.

Aslında yazdığımız şiir (zarta) sayısı pek çoktur.Yani bizde en az siz kadar 'vebâl' sahibiyiz...Eski vakitlerde kayıt tutma alışkanlığımız Allah'tan pek olmadı...Olup da bulduklarımızın ekserisini ise hamdolsun bulur bulmaz imha ettik...

Efendim,bendeniz; -resmi-gayriresmi-özel-tüzel-kurum-kuruluş-tarikat-parti,dernek-lokal-kahve-platform-loca veya beşeri hiç bir grup üyesi olmayıp;şalvarsız,hafifinden bıyıklı,sakalsız, yeşilimsi gözlü,pantolon giyen,evinde 5-10 renk kravat dâhi bulunduran,Çepni Türkmeni kolu ve Anadolu müslümanı ırkından,laz olmayan tarafından Karadeniz'li,mobilyacı,Rabbini seven ve ondan korktuğunu iddaâ eden ve -'sırf O'nun rızâsı için'- şu sahifelere bir şeycikler karalamaya çalışan; aklı ermez dili dönmez,câhil, âcz ve nefs ehli kendi hâlinde gârip bir Allah kuluyum...
.
-ŞİÎR!.Nedir şiir?..Bizce şiir duygudur...Sadece duygu...Ölçeği belli olan insanın 1 ölçekken 1000 ölçek çektiği yerdir Şiir Meydanı...

Yutkunarak konuşmaktır şiir,mânâdâki mîsal..Bazen hezeyânın,bazen hülyânın dışa vurumudur şiir...Uçmanın,gözü açık uyumanın,tepe aşağı çakılmaya atmayışın heyacânıdır şiir...

Düşündürmüyor,okuyana bir şey katkıyor ya da hatırlatmıyorsa o bir şiir değil;sadece şiir nâmı hesabına yazılmış bir zırvadır...Nâçizane fikrimiz; dile ve göze değil akla hitâp etmelidir şiir...

Bazen kuruntu,bazense hikmet'tir şiir...Hülâsâ şiir; hem çok şeydir,hem de hiç bir şey....

(Efendim; bu arada kafanızın karışmaması için KESİN OLARAK belirtmem gerekir ki,
bendeniz kendimce;

mânâsı olmayan şiire:'ANLIK DUYGU ZARTASI,

az ya da çok mana taşıyanına ise:ANLIK KORKU ZARTASI derim...

ŞÂİR'e 'ŞÂİR',
şâir olmayıp da şâirim ayağına geçinene ve bu hal üzere yazana ise 'VE-SAİR' derim...

ŞÂİR olmadığım için; yazdıklarıma ZARTA*,kendime de 'ZARTABOZ' der geçerim...

Ki,çokçası durumumuzda konumumuzda aynen öyledir zaten...Hatta tamamen...

Hâsılı özetlersek,bendeniz; 'zarta yazan zartaboz bir vesâir'im...
Aynen ve bizzat,buradaki 'genel' çoğunluk gibi; tabii ki...)

*ZARTA; Arapça kökenli bir kelime olup; Türkçemizdeki karşılığı:boş söz-konuşma,kifayetsiz-yetersiz söylem demektir...

Zartanın 2. ve dâhi 3.manaları olarak yapılan atıflar ve anlatılan (nasîbetsiz-argo-sapıtık) fıkralar ise Nasrettin Hoca Merhûma karşı atılmış amansız 1 iftirâdır.)

'Bizim yazdığımız zartalar;

ilk evvela çoğunlukla tebessüm ettirir,

akabinde düşündürür

ve nitekim; süründürür...o da belki,yâni.' düsturunca şemal bulur.

Bu kesinlikle bilinçli bir tercihtir,sebebi ise bellidir;mevzu ettiğimiz konular ilgisizliğin nırvanalarında çok sâhipsiz mevzulardır...

Zarta,mevcut şiir yazım tekniklerine-kuram ve kurallarına artı okunuş biçimlerine çokçası benzemeyen yeni 1 şiir yazım türüdür...

Sıklıkla 8-11 veya 14 hece ölçütü kullanılsa da, bazen denenmemiş hece teknikleri de denenir zarta denemelerinde...

'Hîtaplar-sorular ve cevaplar' zartanın olmazlarıdır....

Zartaların altına dipnotlar konmaz.
Sebebi araştırmaya-öğrenmeye meylettirmektir.

Zartalarda sayılar rakamsal olarak yazılır.
Nedeni, 1 konuyu daha da-daha da iyi izah edebilme adına sayıların gizemi ve gücünü kullanmaktır...

Zarta,çoğunca 'konunun hakkı'nı vermeden bit(e) mez,evvela ve sadece dâim ilk bunu gözetir.Ve,bunu yâni başlanmış konunun hakkını verememe vebâli hasebiyle uzun ya da kısa 'SERİLER' olarak yazılırlar.

Hâsılı zarta,
ironi ile gerçeklerin aynı mahalde orta yerde buluşturulup
-aklında orada kıskıvrak tutulup kaçamamasının ve-
patlatılmasının adıdır.

Zarta; ironik mistik ve ûhrevi yeni 1 şiir yazım tekniğidir.

(Bu arada bilebildiğimiz tarafından şiiri târife devam edelim:)

-Ve tuzaktır mutlak şiir;
ki çok sever şeytan şiir pazarlarını.Ve her durakta ineni de bilir bineni de...

Bilâhire isâbet ettiremeyeni çeker alır içine yuvarlar şiir,üst baş perişân eder...Fikri bile,itikâdı bile bozabilir şiir,
az görmeyin şâkî bile edebilir insanı şiir...

Velhasıl bedbâht eder şiir boş olanı..
İhyâ eder bazen şükür ile bakanı ve aradığını bulanı...

-Peki buralardasın kardeş,ne iş,ne işin var buralarda? -Ne şiiri,neyin şiiri bu yazdıkların? derseniz;
-1 dostumuzu arar İken girmiş bulunduk,çıkamadık...-'hem rızâ nerededir; bilen mi var?..onu aramaktayız'!- deriz...
Ve en azından yanlız gitmeyelim diye düşünüyor,atıp tutuyoruz işte az çok 1 şeycikler şu kıt aklımızla!.. deyiveririz...
Fazlasını sormaya da pek hacet de bırakmayız... Sonunda -mutlak olan ölüm dâhil- bir işimiz muhakkâk çıkar ve çekip gideriz zaten...

-Eveeeet!..
Gördüğünüz üzere yiyip içen,boş kelam eden tipik bir Dünyâlı'yız işte...Vakit az,dünya şehvetli ve de şerbetlidir...
Kusurumuz pek çoktur ve dâhi özrümüz ise kabahatimizden bile büyüktür...

Cenâb-ı Mevlâ,sizi-bizi-hepimizi; râzı olduğu kullarından eğlesin inşâallah...Âmin
.

-Efendim,şiirle ilgili illâki söylenmesi gereken en önemli uyarılardan biri belki de en önemlisi; 'VEBÂL'dir.
(Gerçi biraz evveli birazcık değinmiştik ama önemine binâen devam edelim mevzuya) ...
-Sırf yazmış olmak için yazılan ŞİİR; sahibine yani ŞÂİRE 'çok büyük' bir vebâl yükler...
Her yaptığımız gibi, yazdıklarımızda 'KAYIT' altına alınmaktadır.
Aklı olan bu vebâlden kaçar,yazdıklarını kontrol edip 'RIZÂ'YA MÂNİ' olabilecek kelime ve kavramları düzeltir,'gerekiyorsa siler' ve; TEVBE*sini çeker;
ve bir daha daima 'AKILLI' hareket eder; ki, o tuzaklara daha düşmez;düşmek dâhi istemez.

*Şimdi tüm bunları,durduk yere buraya niye mi yazdık?..
Anlatalım Efendim...
-Ben, evveli o neviiden vebâlli yüzlerce belki binlerce şiir yazmış eski bir aşk şâiriydim...
Bilmediklerimizi öğrendiğimiz vakit,tevbemizi çektik; ve bundan dolayı da hiç bir zarara uğramadık...
Pek tabiî ki; tüm kanaât ve beyânlarımız evvelâ ve sadece bizi bağlar.

Bizim akıllı olan şâire 1 sözümüz zaten yoktur ve olamaz da...
Zaten her bi kem sözümüz 'Allah'tan korkan' yazıcılaradır...

Allah-ü Teâlâ Celle Celalûh Hazretleri,hepimizi; Müslümanlar olarak yaşatsın-kabz'etsin-haşr'etsin-hesaba çeksin-aff'etsin-lutf'etsin- mükafatlandırsın İnşaâllah...

Kadir Mevlamız (c.c) şaşırttıklarından eylemesin bizleri...Âmin....

Niyâzımız budur fâni ömrümüzde ve bu sahifelerde...

Neşe huzur ve selâmetle...sağlıcakla kalınız...

Saygılarımızla...

Ahirzaman'da 1 Ga'rip Dünya'lı kardeşiniz Ercan KURT.

Vesselam

ÇOK MÜHİM BİR AÇIKLAMA :

-EFENDİM, BİZ (YÂNİSİ BEN)

BU 'GÖNÜL DÜKKÂNIMIZ'DA TAM DOKUZ (9) KİŞİYİZ!

-EVET EFENDİM;

İŞTE SİZE HUYUYLA SUYUYLA

'DÜKKÂN EHLİ MÜTEVELLÎSÎ':
.
1) - ZARTABOZ'ZÂDE :
Bu dükkanın (gönüllü) 'sözcüsüdür'.
Asla sözünü çekmez esirgemez...Hoş boş ve ritmik konuşur...

Lâkâbı : Zartaboz
Tâhsili : Mesleğinin Lisesi
Hobisi : Konuşmak.
Fobisi : Susmak.
Damak Zevki : Bilumum ızgara çeşitleri...Kabuksuz yemişler...
Üzerinde bolca kaymak bulunan her tatlıyı âfiyetle yer...
Dükkandâki görevi : Halkla ilişkiler direktörü,tâhsildar.
Hissesi : %10
1-2 Vecizesi : -'Aklı olan göle yatmaz! '
'Tencerenin gözü üstünde; aklı ise içindedir.'
.
2) - VESAİR'ZÂDE :
Zartaboz'zade zartayı üfler; o hoplatır zıplatır yazıverir...'Kalemşörümüzdür!'
Hizmette sınır tanımaz,5-10-20...bıraksan günde 100 zarta bile yazabilir...(Ona sataşan belâsını bulur.Bizim 'bile' başımıza belâdır.)

Lâkâbı : Yazım Manyağı
Tâhsili : Açıköğretim İktisat devamsızlıktan şutt.
Hobisi : Yazmak
Fobisi : Yazamamak
Damak Zevki : Sulu gıdalar,mantı.
Dükkandaki Görevi : Hesap-kitap işleri,yazışmalar.
Murahhâs Üye
Hissesi : %10
1-2 Vecizesi : -'Zengine dini,fakire silgi;sorulmaz!'
'Ayvanın iyisini ayı,ayının irisini çakal yer!'
.
3) - ÇIRAK'ZÂDE :
O ayak işlerine bakan ve 'kaytaran' tarafımızdır.
Hikâyeleri,çoğunlukla o yazar.Nokta ve virgül kullanmayı,anormal ötesi;sever...

Lâkâbı : Bey'zâde
Tâhsili : Sordurmaz
Hobisi : Gezmek
Fobisi : Geri dönmek
Damak Zevki : Çikolatalı mâmüller.Pohça,simit,kek,kurabiye türevi aparatifler.
Dükkandaki Görevi : Çekip çevirmek,tertip-düzen,servis,çarşı pazar vb.
Hissesi : Yoktur ama rey hakkı vardır.
1-2 Vecizesi : -'Aç karına geğiren; açtır.Tok karına geğiren; toktur.Durduk yere geğiren;yoktur! '
-'Duydum,yetti.Yedim,tarih bitti.'
.
4) - Bİ'ÇARESİ :
O mâzlum doğdu,inşâallah mâzlum da ölür.İçlidir, ağlar-ağlatır.Ona dokunan '1000 âh' işitir.
Sorulmadıkca konuşmaz

Lâkâbı : Dayı'zâde
Tâhsili : Söylemiyor
Hobisi : Varsa yoksa kulübesi,taburesi ve her ne ise söylemediği çilesi.
Fobisi : Kendisi
Damak Zevki : Yemek seçmez.Aç gezer ama yine de 'ben açım' demez.
Dükkandaki Görevi : Danışman
Hissesi : Verdik amma;kabul etmiyor.
1-2 Vecizesi : -'Azı veren;çoğu verendir.Çoğu veren;azı bilendir.'
'Cennet,anamın olsaydı;bana verirdi.'
'Rabbim bilir',diyen;bilmez!
.
5) - CAN'sızER :
O, arada şâha kalkan eski cengâverlerdendir.
Serhât boyları ondan sorulur...
Az yer,az konuşur,az uyur...

Lâkâbı : Türkoğlu Garip'zâde
Tahsili : Bilinmiyor
Hobisi :Tarih
Fobisi : Yoktur
Damak Zevki : Kurutulmuş ve unutulmuş gıdalar.
Dükkandaki görevi : Dış ilişkiler genel direktörü
Murahhâs Üye.Genel Sekreter.(1 çeşit CEO)
Hissesi : %11
(Verirsen primde alır ama dâim 5 kuruşsuz gezer.)
1-2 Vecizesi :-'Her Türk müslüman doğar,
1 gavurluk yapmadıkça da; dinden çıkmaz!'
'Uyuza et,ete fert;fazladır!'
.
6) - DEMSİZ DENSİZ CİLLOP'ZÂDE :
O,vücuda kan pompalayan kalp gibi muâzzam,
beyin gibi sâf ve zekidir.
İyi bakar iyi görür,derin bakar derin görür.
Lakayt olmayan biridir.Boş kelamı hiç sevmez.
Dağ,kır,dere,göl,deniz kenarlarında gezinir.
Aşırı kibardır, lütfen konuşur.
Huşu ve tâkva takılır.

Lâkâbı : Dede'zâde
Tahsili : Eski Mektepli'dir deniyor.
Hobisi : Okumak
Fobisi : Okumak
Damak Zevki : Zeytinyağlılar.Yaz kış soğuk su içer...
Dükkandaki Görevi : Baş Danışman
Hissesi : %11
1-2 Vecizesi : -'Gönlüne söz geçiremeyene âşık,sözünü dinletene ise gönül adamı denir.'
'İlim uykuda; önden buyur! '
'Kılınmadan namazın,kıl namazın.'
'Ya kul ol,ya da kül.'
.
7) - CAN-I DARZÂDE CAN EFENDİ :
O,arzu ettiğimiz 'yarınımıza' ağlayan ve arzulayan; vebâl yüklü 'dünümüzdür.'

Lâkâbı : Yanık'zâde
Tâhsili : Hayat Mektebi talebesidir.
Hobisi : Vâh çekmek
Fobisi : Âh çekmek
Damak Zevki : Bulursa yer,bulamazsa yemez.
Dükkandaki Görevi : Başkan Yard.
Kurucu Ortak'zâde
Hissesi : %13
1-2 Vecizesi : -'Çok okuyana okur,okuduğunu anlayana ise aferin denir.'
'Şu deviri az sayma; Lut Kavmine iftira.'
'İçme suyu; içilir.Suyu içme; biçilir.'
'Ayığın sarhoşuna berduş,berduşun ayığına sarhoş denir.'
'1 maziyse yaşamak,mazi doğdu;hep mazide kalacak.'
'Hanıma aşı,memura borcu;sorulmaz!'
(Sayımsız vecizesi vardır)
.
8) - Bİ' GA'RÎP :
-Ah!..-Aahhhh!..Gariptir,garîp yaşar;garibandır...
Az-öz-kesin-keskin ve 1 kerre konuşur.
Kimse bilmez onu,bilemez;henüz 'biz dâhi' tam olarak çözemedik.

Lâkâbı : Ağa'zâde
Tâhsili : Bilinmiyor
Hobisi : Söylemiyor.
Fobisi : Görülmedi
Damak Zevki : Balık seçmiyor.
Dükkandaki Görevi : Yoktur.
Gelir gider,başına buyruktur.
Kurucu Ortaklardan.Başkan Vekili
Çift rey hakkı vardır.
Hisse Oranı : %16.
1-2 Vecizesi : -'Dolu olan boşu almaz.Boşu olan;dolu olmaz.'
'Tüyü bitmeyen;yetim olamaz!'
.
ve
9) - MAHZUN-İ VEBÂL ABİ'ZÂDE-İ ER'CAN :
Böyyûk Patron...Patron O'dur...Lûzumsa uğrar...
(Tüm dük'kan ahâlisi onu ziyâdesiyle sayar sever.)

Lâkâbı : Âhir Garip
Tâhsili : Okur ve yazar.
Hobisi : Yüzmek,balık tutmak,ağlamak.
Fobisi : İmansız göçmekten,vebâldan,ftirâ ve kul hakkından korkar.
Damak zevki : Ölmeyecek kadar yer.
Dükkandaki görevi : Patron.Kurucu ortak ve Yön.Kur.Bşk.
Hissesi : %20
1-2 Vecizesi : -'Kavağın gölgesi yokça,âlimin döşeği parsa gibidir.'
'Gelen garip ölecek,ölen; garîp gidecek.'
'Sen kendin ol kendin gerisi kolay.'
.
Mühim Not : Bu dükkân'daki tüm kararlar; açık oy usulü ile karara bağlanır.Çoğunluk ne derse;o olur...
Yenişemezlerse '%1'lik altın hisseye sahip gizli ortaklara' danışılır.
.
__________-DİPNOTLAR-___________

DİPNOT - 1
(ADETTENDİR SÖYLENMELİ) :
ZARTALARIMIZI(ŞİİRLERİMİZİ) : -'Beşikten-mezarına girmemişine' kadar herkese okuyabilir,anlatabilir,çoğaltabilir, basabilir, yayabilir 'hatta' ezberleyebilirsiniz.Hakk(c.c) katında helâl-i hoş olsun; -AMA- velev ki; şu fakirin herhangi bir adını da 'matbuat'ta zikrederseniz 'daha kavi' kalb-i helâl almış olursunuz ki; -İHYÂ- edersiniz.
.
DİPNOT - 2
ZARTALARIMIZ(ŞİİRLERİMİZ) :
-'BEN KUSURSUZUM' diyene,'İBRET' almayana,'SIRF' eğlence olsun diye bulundurana,kelime 'sıralamasını' ve 'mânâsını' bozana,'VÂKFİYE' olan ve sadece Rabb(c.c) 'Rıza'sı için yazılmış şu zartaları (şiirleri) 'PARA' kazanmak için kullanana-alana-satana 'tümden' ZEHİR-ZIKKIM HARAMDIR.
.
DİPNOT - 3
NAÇİZANE,BİZİM ZARTALARIMIZI (ŞİİRLERİMİZİ) OKURKEN;
a)- Herhangi bir elini havaya kaldırıp,-İşaret parmağını yukarıya dikip; -Düzden veya tersten 'U' çizmeyen,arada da (-Hitabetlerde) ellerini hakaret eder gibi ileri-geri-sağa-sola; (yumruk-şamar-ok-vs gibi) sallamayanlar;
b)- Duraklasamalar ve ünlemlemelerde (arada) ekrandan başı (gözleri kısarak) çekemeyenler;
c)- Aynen İstiklal Marşı 'gibi' hece 'he-ce' okuyormuş gibi okumayanlar;
d)- Arada 'şaha' kalkıp bağıramayanlar;
e)- Ena z 3 kere okumayan veya dinlemeyenler;
PEK ANLAMAZ-ANLAYAMAZ;-TARTAMAZ;'İDDAAMIZ' DA BULUNMAKTADIR...
.
DİPNOT - 4-
'ASLA' kastımız olmayan ve olamayacak olan; 'ŞAN' 'ŞÖHRET' ve 'DÜNYALIK' gayelerini,nefsimizde 'GÖRÜR'; kelâmımızdan 'İŞİTİR' ya da 'HİSSEDER' iseniz; mutlaka 'BEDDUÂ' ediniz ve kayıt ettiğiniz 'TÜM ZARTALARIMIZI'da 'SİLEREK bu sahifelerden ÇIKINIZ' ve bir daha da 'KESİNLİKLE' uğramayınız.
.
DİPNOT - 5
(-ÖNEMLİDİR-) ZARTALARIMIZA(ŞİİRLERİMİZE) BAKAN VEYA OKUYAN 'HİÇ BİR KİŞİ'; 'teşbihlere(benzetmelere) aldanıpta,-'BU KELAM BANA' diye gadaplanmasın kızmasın ya da 'sevinmesin'...Çünkü 'özel ithâflar ve münferif yazımlar hariç' (onlarda ilgili şiir veya ilgili seriler içinde sadece ilgili kıtalarda'dır) 'ÖZEL' zarta (şiir) seri sahifelerine 'KAYDEDİLMEMİŞTİR.'

( SÂMİMİ 1 İTİRÂF: İş bu zartaların en az %85-90'ı:kendi bedbâht nefsimize hitâben -ıslâh olsun diye- söylenmiş kelamlar topluluğudur. )
.
DİPNOT - 6
Tüm seriler PLANLI ve TEK 1 BÜTÜN'ün parçalarıdır.BİZ (yani ben) tüm bu serileri GÜYA VAR OLAN AKLIMIZLA YAZDIK.O YÜZDEN; -sadece AKLI ile bakanlar 'TAM' olarak kavrayabilirler.
BU SERİLER '3' BOYUTLUDUR...'MİSÂL-MÂNÂ VE GERÇEK'....
Okuyan 'MİSÂL'i,i
rdeleyen 'MÂNÂ'yı;
'-ŞİFRE-'yi çözen işe 'GERÇEĞİ' görecektir..
-'Yani' şifreye vâkıf olan; hem görecek hem okuyacak hem de ''ANLAYACAKTIR.'''
Serilerimiz bittiği gün de; ŞİFRE yine 'BURADA' YAZILI 'DURUYOR' OLACAKTIR'! ...
Grift konudur;öğrenmek isterseniz daha sonra anlayacaksınızdır inşaâllah...
.
DİPNOT - 7
'Kesinlikle' biz bir 'ŞÂİR' değiliz...
ASLA' biz bir 'ÂLİM' de değiliz..
.'BİR BİLEN' ise hiç değiliz...
Sadece 'BOŞ ZARTA' dizen ve yarım-yamalak 'OKUMASINI' bilen bir 'MOBİLYACIYIZ'...
O yüzden dini kronolojideki ya da ilmihalsiz mevzulardaki; olası hatalı ya da arızalı,mevzulara dalıp-çıkan, bol sortili meydan gezinişlerimizden (lütfen menfî) 'ETKİLENMEYİNİZ.'
.
DİPNOT - 8
SAHİFELERDEKİ ZARTALARIMIZ(ŞİİRLERİMİZ) : 'Kesinlikle' tazedir...Çoğunlukla günlük ya da anlıktır...Ve bu sahifelere; 'ASLA' 'YALAN' yazılmamıştır... (Çokça derin olan bazı önemli mevzulardaki, lüzumlu olan teşbihlerimizden (benzetmelerimizden) ve onların olası veballerinden de Rabbimize sığınırız.)
.
DİPNOT - 9
Yazıp kaydettiğimiz zartaların (şiirlerin) büyük bir kısmı kendi fani sesimizle seslendirilmiş ve ilgili zartaya eklenmiştir...Yanlız bu seslendirmelerin büyük kısmında,ilgili zarta metinlerine ilaveler ya da çıkartmalar yapılmıştır...(Bunun sebebi,'dükkan ehlinin' seslendirmedeki acemiliği ve bazı zartaların asli metinlerinin ekrana kaydedilmemiş olmasıdır.)
.
DİPNOT - 10
Cehâlet-fâkr-âcz-noksan-hata ve günahlarımızın aff'ı-def'i için;kalbinizden ve içten (gelir ise ve mümkünse) mutlak bir 'DUÂ' temennimiz vardır;
'BOŞ GEÇMEYİNİZ EFENDİM! '

Saygılarımızla...
Âhirzaman'da 1 Ga'rip Dünya'lı;
ERCAN KURT Kardeşiniz...
Vesselam

.

Eserleri


.

-Eseri; yok! ..

-Tek eseri;

ameli! ..