Entropiyle ilgili düşünmeye başladığımda cevaplardan çok sorular geldi aklıma. Bir noktaya ulaşmak yerine dağılmalar baş gösterirken içimde, entropimim arttığını hissettim, entropiyi hissetim acı bir gülümsemeyle.
Her şey ilk kez entropiyle başlamamış mıydı, “Ol” sözüyle? Ve gerçekleşecek ilk ve tek Carnot çevrimi de bu değil miydi, geldiğimizi ve döndürüleceğimizi düşününce?
Biz içten tersinir duygular beslerken hayata ve beklerken sonsuz zamana kadar yaşamayı, hayat hep sonlu farklar altında sundu bize seçeneklerini.
Sürtüşmeden, çekişmeden yaşamak mümkün müydü yada bunu en aza indirmek için nasıl bir kimyaya sahip olmalıydık? Bunu bilmem ama teknolojinin de en hızlı gelişmesini savaş zamanlarında yaşadığını da katmak lazım gelmez mi hesaba?
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta