Sen var ettin nasibimi gıdamı
Duyan kulağımı gören didemi
Balçıktan yarattın Adem babamı
Ona varlığını bildiren sensin
Balçıktan bedeni gelince cana
Şu bayramda gülemedim bir türlü
Kimle gülem dostmu yarenmi varki
Pencerem kapalı kapım kilitli
Öldünmü kaldınmı soranmı varki
Böylemi olurdu dostluğun yadı
Her ağız laf yapar her çene işler
Öyle söz vardır ki kalpleri şişler
Eğri otur doğru konuş demişler
İnsanlarda doğru söze hayranım
Dertsiz insan bulunmazmış bu tamam
Sahibi olmayan viran bahçeye
Girmedim gimekte nasip olmasın
Elimi uzatıp güle laleye
Dermedim dermekte nasip olmasın
Hakka arz eyledim müşkül halimi
Neden usandın benden neden oldun el gibi
Şu divane gönlümü ateşlere yakan yar
Çaylara mı özendin çağlıyorsun sel gibi
Yaş olup gözlerimden damla damla akan yar
Mevlam seni yazmıştı ben sefilin bahtına
Ağlamayacağım söz verdim dosta
Hüzünü bir kenara bırakıp geldim
Dizlerim takatsız bedenim hasta
İlacı doktora bırakıp geldim
Yaksada sinemi hasretin közü
Köklü bir milletiz bir çınar gibi
Tertemiz neslimiz beyaz kar gibi
Sağlamız mukemiz taş duvar gibi
Asla delinmeyiz beyim van minıt
Hele bir göz geçir tarihimize
Şen görünüp güldüğüme bakmayın
Hayata küseli seneler oldu
Dünyadan bir beklentim var sanmayın
Ümidim keseli seneler oldu
Sadık dosta döndüm yönümü
Ağlamayacağım söz verdim dosta
Hüzünü bir kenara bırakıp geldim
Dizlerim takatsız bedenim hasta
İlacı doktora bırakıp geldim
Yandırdı sinemi hasretin közü
Günler çok vefasız saatler durmaz
Aylar gelir geçer yıllar ağlaşır
Ömrün bağlarında esiyor poyraz
Dökülür yapraklar dallar ağlaşır
Gençliğini alıp götürmüş zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!