Konuşmak istediğimi konuşamam da!...
bazen üç beş satır yazarım ...
Önemseme bahar sabahım ...
Yazarım üç beş satır tüm kalabalık cümlelere
ve susarım tüm kalabalık laflara inat
önemseme ...
Umudumuzun baharı ayaz olsa ne çıkar...
Hic yel değer mi bahara ...
Bahardır bir kere umutlandığımız...
Umudumuzun yazı kış olsa ne çıkar ...
Hiç kar yağar mi?
Haziran da, Temmuz da...Yaz dır bir kere icimizi ısıtan...
Sesimi alıp kaybetse de deniz
ve gözlerimi teslim etsem de sonsuz maviye;
mahşer kalabalıkları var ...
Varsın ... Olsun ...
İçim içli, gözüm yaşlı değil artık...
göz pınarlarım çağlamaz ...
Yeryüzündeki tüm okyanusların suyu seninle korlanmis yüreğimin yangınını söndürmeye yetmez!... demişti... Ayaz bir Ankara sabahının ilk ışıklarında... Dusunmeden ekledi hemen... bu şehre kış yakışıyor! aslında en çok da kış ortasında sen... icimi ısıtan sen... bilmiyordun aslında bu şehre kış ı yakıştırmam sadece senden... ve bu şehre kış yakışıyordu, herseye ragmen...gri mecburiyetinde bir kentin siyaha gri olma şansı tanıyan beyazdın ve olmaz ise olmazdın... Ankara ya kış yakışıyordu en çok da sen ...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!