...
Dağdağa-i kalbî tezâyüd eder,
Âhir vakit gelir,
Ama nebs etmek gelmez içimden.
Gelmediği gibi,
Yıkar beni keder,
Bahâ ile feht nisâr eder,
Rûhuma gül-bağ olursun.
Yâr! Sen ki mâh olmalısın,
Ânâ-ül-leyl gelirsin aklıma an-ı vâhid.
***
...
Âfitâb ıkmârdan bıkmaz, mâh yâr olduğu sürece,
Sen ay iken her gece leyl-i münevver bu âvâreye.
...
*
...
Aylar geçmiş yazmamışım buraya,
Beda' beş adal etmiyor artık buralarda,
Aslında münzevi imişim bu kalabalıkta.
Ben bir sütûhmuşum aslında.
Kimseyi umursamaz aklım amma,
Cevhêr-i ruh dayanmıyor bu tekrarlara.
Her gördüğümde âfitab-ı
Bir bostân düşlüyorum
Zambaklar, lâleler, güller
Sümbüller, bülbüller, meyveler
Yârimse lâlelerden güzel!
...
Bak burhân'a; cel'ab olmasan da,
İhfâ eyle hakîkat'ı; sor bârî devâen da'vâ'na.
...
*
...
A'lem, âciz kuluna ne anlatır,
Gördüğü âlem-i hâb içinde neler saklıdır,
Abd ya bu, bilir mi bunca anlamı?
Hüda bilir aliyyü'l-a'lâyı, hayırlısını, dâd'ı ve feletât'ı,
Hüda verir elemi, saadeti, adâleti ve rızkı.
Abd'da kuvvet-i iman oldukça,
Âdemistân âhâlîsi bile bilir,
Ne imiş behişt-i gınâ;
Ey ağnâ, sen kalma nâ-dânî bu cihânda.
***
...
Âfât-ı semavî bir imtihan idi,
Âdemoğlu bunu hep azâzilden bildi.
...
*
...
Hüsûfta denk gelirim yârim mâh ile,
Ona da hasret kalırım günler geçmez âbâd olur.
***
Ay tutulduğunda denk gelirim yârim ay ile,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!