İstediğin gibi bir kadındır İstanbul
Her şeyi vardır verebileceği sana
Sualsiz ve sebepsiz
Bir paylaşımdır
Yaklaşımdır belki de
Girdabına girdiğimiz
Uzanırken baharı kokusu
Çıldırtan aşk ile,
Hep ayrılık vakti gelir
Bir yerden bir yere.
Kızıl ırmaktan Ege ye
Kahvelerden cafelere
Ömrün o karanlık alınganlığı
El fenerinde aydınlanan yüzün
Sobanın elini yakmadığı soğukluk
Horlamanın gözkapaklarına girdiği
Bir kürdan
Soluk alışlarında duyulan sezgi
Her gün iç iç iç,
Sarımsaklı yoğurt
Yarım dilim elma,
Küp peyniri
Hafif küflenmiş tarafından
Ve de rakı
Çalkantıda bir gözyaşı
Aktıkça akar damlalar
Ölüm ensesine
Düşercesine kadar.
Mahpushane bu
Dışarıda mevsim ne?
Kırmızıya boyanır mı dağlar?
Yada beyaza?
Ne anlamı kalır o zaman
Ateşin ve güneşin.
Yeşile boyanır mı gökyüzü?
İsyan eder gibi toprağa.
Bu dünyada yaşanıyorsa
Ki yaşanıyor,
Tartışmasız bir konuya
El uzatılmalıydı
Ama olmadı,
Oda insandı.
Bir boşluk bırak
Köhneleşmiş beyninde
Ve yerleştir benliğine
Çocukların düşlerini,
Ebe yap,kandır dünyayı
Birazda o arasın dursun
Yumruğumun içinde özgürlük
Emeğimde alın teri yoksulluk
Kitabımda söz konusu dürüstlük
Pijamamda ince çizgi mahpusluk.
Uyurum uyanırım
Gökyüzünü,bulutları unutmuşum
Sevgisiz kalırsa
Çocuklarımız,
Sokağa bırakılırsa
Anamız babamız,
Ayağa kalk insanlık,
Geçir boynuna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!