En Çok Neyi Merak Ediyorum?
Hüseyin Erdinç kaleminden
En çok neyi merak ediyorum biliyor musun?
Aslında cevap çok basit gibi:
Yazan elimi tutmak varken,
yazdığım satırlarda kendini bulup bulmadığını…
Çünkü ben,
kalemi elime aldığımda bir avuç yalnızlıkla oturuyorum masanın başına.
Kağıt beyaz, sessizlik derin,
kalp telaşlı.
İnsan birine dokunmakla, birine yazmak arasında bocalıyor.
Düşünsene:
El uzatsam belki kısa bir anın sıcaklığı olacak.
Ama yazsam, belki de bir ömür boyu sürecek bir yankı.
Hangisi ağır basar?
Benim elim hep yazıya kayıyor.
Çünkü bilirim ki dokunmanın ömrü sınırlıdır;
oysa kelimeler, sen unutsan da, ben silsem de,
bir köşede yaşamaya devam eder.
Ama şunu da düşünmeden edemem:
Sen okurken iyi geliyor mu sana?
Her satırda kendini buluyor musun?
Benim gözyaşım senin gülüşüne denk geliyor mu?
Benim susuşum senin kalbindeki boşluğu dolduruyor mu?
Bazen bu sorular zihnime ağır gelir.
Ama yazmaktan vazgeçemem.
Çünkü kelimeler benim ellerimdir artık;
sana uzanır, sana dokunur, seni kavrar.
Sen farkında olsan da olmasan da,
satırların arasında sana hep bir parça ben ilişir.
Ben seni yazarken, aslında kendimi de okuyorum.
Bir bakıyorsun, sen satırlarda kendini bulmuşsun;
bir bakıyorum, ben senin gözlerinde kendimi yakalamışım.
İşte o an anlıyorum: yazı sadece bir anlatım değil,
aynı zamanda bir buluşma yeri.
Bir düşün: İki insan aynı satırda buluşabilir mi?
Ben yazarken parmaklarım mürekkebe bulaşır,
sen okurken gözlerin sözcüklerin kıyısına dokunur.
O temas, ellerimizin birbirine değmesinden daha kalıcı olmaz mı?
Ben en çok bunu merak ediyorum işte:
Bir gün, aynı kelimenin altında buluşabilir miyiz?
Senin gözlerin ve benim elim, aynı cümlenin kalbinde kesişebilir mi?
Bazen yazı, susmaktan daha güçlüdür.
Bazen de suskunluk, yazının önünü açar.
Ben ne zaman sustum, kalemim konuştu.
Ne zaman konuştum, kalemim sustu.
Ve işte o dengesizlikte sen doğdun:
benim cümlelerimdeki eksik parça.
Belki de sen hiç bilmeyeceksin:
Her kelimenin ardında gizli bir el uzanışı var.
Her noktanın sonunda saklı bir “dokunamadım” var.
Her satırın gölgesinde yarım kalmış bir temas…
Ama merakım sönmüyor.
Çünkü yazı, insanın içini yakarken, karşısındakine serinlik verir.
Belki sen okudukça huzur buluyorsun,
ben yazdıkça biraz daha yanıyorum.
Ama olsun.
Çünkü senin iyi hissetmen, benim yanışıma değer.
Ve en sonunda dönüp aynı soruya geliyorum:
En çok neyi merak ediyorum biliyor musun?
Sana yazdığım bu satırlarda kendini görüp görmediğini…
Çünkü eğer görüyorsan, işte o an,
yazan elim sana gerçekten dokunmuş demektir.
Ve bu dokunuş,
hiçbir el sıkışmasının, hiçbir sarılışın veremeyeceği kadar uzun sürer.
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 8.9.2025 21:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!