uyku bende kaçak bir yolcu gibi
uzanır ve kaybolur mor ufuklarda
ararım acımın sonucu gibi
görünüp sır olur sonsuzluklarda
gecenin içinde ben çilingirim
Yalnızlığın kollarında hep bir yetim gibi
Kalbimde acılarla ben koştum karanlığa
Yoktu karanlığın ve yalnızlıkların kalbi
Ve anladım hasretken aydınlık bir kucağa
Ağlamayı unutmuş neden rahmetten uzak
ölümü anlatacak
bütün sözlerim yarım
usandım söylemekten
artık sükutta varım
kaybettim cisimleri
kalbimi acıtan hisler içinde
yine yönümü ben sana çevirdim
her şeyi saran o sisler içinde
berraklık sarayı canana geldim
bir tek aydınlığım sensin diyerek
sokakta dalgın yürüyen bir kadın
düşünceleriyle üşüyor belki
sorulsa elemi, 'nedir muradın? '
konuşmaz bin yıldır susuyor belki
derdini anlamaz şehir ve dekor
Yolum düştü bir dost meclisine
Yüzüme gülerek buyur dediler
Kapıldım meclisin muhabbetine,
Keder bu mecliste uyur dediler.
Derdimi anlattım inceden ince
kederin sırrını çöz derler sanki acıyla
bakarım aynaya sır nerede sır kimin
karşılaşırım orada ben bir yabancıyla
korkusu sarar ruhu o gizemli kimliğin
anlarım ki yabancıyım ben kendi kendime
İstanbul, Leyla'sı tüm şairlerin,
Aranıp durulan o aşk çölünde.
Manası yok onsuz kelimelerin;
Ne serbest, ne aruz, nede hecede.
Kalem titrer, yine gözler puslanır,
Uçtu sihri gözlerinin,
Ve bana buğusu kaldı
O şiirce sözlerinin;
Sonsuz uykusu kaldı
Kapandı o pencereler,
gözlerim ufukta hislerim yetim
bekleyiş içinde bir halim var
dilimde dualar duasız hiçim
ne bir arzum ne de bir mecalim var
bakışım öteye doğru çevrili
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!