Ağıtlar yakarken içinde,
Dilinde şarkılar.
Ve belli etmek istemezmiş gibi, yüzünde ince bir alay...
Vicdan istenmeyen bir dosttur, ağzından laf almaya çalışan.
Ve en ağır işkencede bile itiraf etmez bazen insan…
İki evin arasında,
Apartman boşluğuna açılan arka pencereydim...
Sen giderken ardından seslendim
Duyuramadım,
Belki de çıkmadı sesim...
Sokakta su birikintisi,
Çamur lekesi paçamda...
Nasıl anlatabileceğimi bilseydim
Öyle söze dökerdim
İstemezdim böyle olsun...
Çok mevsimler gördü de bu yalnızlık,
Hiç tomurcuklanmadı...
Baharı tattı, çiçek açmadı.
Her şarkının yarısını ezbere biliyorum,
Yazdığım kâğıtlarda, yarım bırakıyorum sözleri,
Sık kullanılanlara ekledim kendimi,
Boş vakitlerimde yüzleşiyorum “ben”imle.
Terli bedenleri,
Aşk sofrasına oturmuş dervişler,
Geceyi tüketirken bir lokmanın anlık hevesinde...
Ne nisandan bahsedeceğim, Ne insandan...
Çığlık çığlığa, Ama; Hiç ses çıkarmadan
Ve
Sayfalarca anlattım... Bir satır bile yazmadan
Ne nisandan bahsedeceğim, Ne insandan...
Sıkıldım...
Tutmaya çalışıyorum söyleyemediklerimi,
Elimden kayıp düşerken,
Tuzla buz olmasın, sen giderken...
Bizimkisi sadece bir yol kesişmesi,
Geçerken bilmediğin bir mahalleden
Bir sabah uyanmak ve bulamamak yanında.
Yatağın ona ayırdığın kısmında
Hâlâ sıcaklığının durması.
Tüm bildiklerini unutmaya çalışmak,
Öğrendiklerinin artık sana ait olmaması...
Boşver be canım,
Ağlamaya nasılsa doymayacağım,
Ne de korkmaya...
Belki senle kolay olur her şey,
Gülü koklarken güzeldir belki,
Kavuşmak ne büyük yalandır...
Kaybettiğinde anlar insan.
İçimde ki deli nisan... Tutunmaya çalıştığım bahar...
Elinden geldiğince,
Bile bile elinden gelmediğini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!