Ben senden önce kendimi bulduğumda
Yetimdim bu hayata
Elleri üşüyen eldivensiz çocuklar kadar
İçime işleyen soğukla
Tutunmuştum prangalara
Senin adına ne yapmam gerekiyorsa
Yaptım
Dudaklarımdaki sus parçalarını böldüm
Ellerine dağıttım,
Her biri eşit parçaya bölünmüş gülüşlerimi
Serdim çakıl taşlarıma
Yol yol uzadım iliklerime işleyen senle
Hüznü astım kirpiklerime
Yokluğunu sundum bir bayram sabahı kapımda bekleyen
Sevinç çığlıklarına.
Dilime takılan ilk harfi tıkıyorum boğazıma
Susuyorum,
Konuşmak yokluğunda en çok da
Etrafımı saran eş dost’a kapı oluyordu
Konuşmak en çok da içimi yakarcasına
Geçen içki damlama vuruyordu
Sek içeceğim bu yıldızsız gecemde seni
Daha çok yakacaksın geçtiğin organlarımı
Ve ben bu gecenin hesabını
En çok da kıyıya vuran dalgalara
Yükleyeceğim
Kelimelerim can çekişiyor mürekkebimde
Satır satır kan ağlıyor
Dökülen umutlarıma
Üryan cümlelerim şimdi
Rahminde bir cenin
Düşük yaptı şiirlerim
Sana dair tek bir nefes bile alamadan
Kapanıyor dudaklarından çıkacak
Rüzgâr tınısı.
En çok da gidemem dediğin yerde
Kurşungeçirmez kalemimi asardım göğsüme
Şimdiyse soğuk sularda
Uykuya dalıyor armağan ettiğin vaatler
Sen yoksun
Kanım donuyor damarlarımda
Doktorlar göremiyor kalbe giden yollarımı
Bir sigara külünde bıraktığım huzuru
Döktüğüm toprak
Bu gece de beni çağırıyor
Nemli, Mezar taşlarına sarılıyor umut
Bu tarafta gelmedin
Belki öteki tarafta
Kulağıma fısıldarlardı
Gelmeyecek o, inanmadım
Beni oysa en çok o severdi derdim soranlara
İnanmadılar, görmedim
Gizli gizli yaşarmışsın sakladığın gerçeklerinin arasında
Aslında bir çok bilmediğim şey varmış
Öldür beni giderken!
Kalan yanlarıma “sen” veremem
Ben seni kendi mezralarımda kaybetmişken
Öldür beni
Öyle git
Göz çukurlarıma göm cesedini
Nefeslerinde boğ
Gözlerimi senden bilmesinler
Öldür beni
Kendini intihar et
Katili ol
Beni sende görüp seni bende bilmesinler
Bildiklerinde
Kalırım yoksa sende
Öldür beni giderken
Kıyı başlarında sızmış bulmasınlar beni
Bulup da sana getirmesinler geri
Öldür beni
Senin konunu başkasından duymayayım
Duyup da her gün bir daha ölmeyeyim
Öldür beni
Yaşarsam eğer
Her gün gittiğine inanamam ben
Canım
Öbür tarafım
Beceriksizliğimiz dilimize vuruyor
Odamın duvarları soğuk
Hayalin ısıtmıyor iç ağrılı yanlarımı
Gözyaşlarımı silmiyor
Yetimsizliğim
Adın “Hayat”
Ya gel al beni benden
Ya da infilak ettir
İçimden kendini.
Efkârı demliyorum gözlerimde
Özlüyorum
Çok zor olmamalıydı
Tek vücuda sığdırmak bizi
Çok zor olmamalıydı !
Gelmedin
Ve ben gittim
Nefesleri aldığım
Dudaklarından ilk gidişim
Kaçtım!
Belki de yaşanmayanlar
Cesaretsizliğimi kırdı..
Aklımın odaları
Kalabalık
Her köşe başı “sen”
“Çocuğumuz bize benzesin”
Uzuvlarım da patlıyor
Ses tonun
Hatırladın mı?
Şimdi hangimizin çocuğu
Bizi andıracak?
Her sonu yazılan masallar gibi
Ben bu masalın
En son başındayım
Ben gittikçe sana geliyorum
Ben bir tek senin gözlerinden
Kanardım “yalanlarına”
Daha bir zor olacak
Başka birinin olma ihtimaliyle
Gözlerimi açmak güneşe
Her gece nakış nakış işleyecek
Dokunamadığım ellerin
Onlar benim
Dokunmasınlar
Neylersin işte
“Sen ve Ben”
Ardında bıraktığın
Ağır yaralı seni
Senden sonrasına taşıyacağım
Bir seni bitiremedim
Tutunamadım
Yüreğinin uğultusuna
Şimdi;
Ne yapsam boş
SEN KENDİNİ BU GÖZLERDEN
HİÇ GÖREMEYECEKSİN
Emre Kınay
Sen dokunduğunda bu şehrin tenine, çığlıklar duyulurdu
Ayak izlerinden anlardım gelişini
Şimdi binlerce insan bu şehrin illegal sokaklarında
Ama hiç biri,
Yüzümdeki hüznü görmüyor senin gözlerinden
Ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!