Hayat denizinde yüzüyoruz
sessiz...
Kimi zaman durgun,
kimizaman dalgalı deniz...
Bazan surgün,
bazen vurgunuz biz...
Ey Ares’in oğlu Eros...
Ne zaman vazgeçeceksin
ona buna ok atmaktan...
insanların canını acıtmaktan...
Öldürmüyor attığın oklar
sürüm sürüm süründürüyor...
Masamda üç beyaz...
Mazim, peynir ve rakı.
İskeleye yanaşan
şehir hatları vapuru gibi
püfür püfür rüzgar.
Şimdi ne yudumlarsam bana kar...
Birkaç dost sesi, birkaç sahte gülüş
arasında kocaman bir yanlızlık benimkisi.
Bir beyaza sarılıp geçiyor koca ömür.
Boş yarınlardan örülü bir kolye boynumdaki.
Bugün benim avucumdan doğ dünyaya...
Önce beni ısıt sımsıcak kollarında...
Öyle üşütmüş ki soğuk kalbimi,
çözer misin buzlarımı....
Bugün aşık olmak istiyorum bende ya...
Bir davet var gülüşünde,
sessizliğe…
Alışmışken bunca zamandır sensizliğe
yadırgadım en başında.
Alışmıştım kimsesizliğe…
Maviydi Gözleri
Öyle cesurdu ki
ne bir... ne iki...
kaç kere vuruldu sırtından,
ölmedi ki...
Sek içtik birbirimizi
sarhoş olduk sevgilim.
Gövdem çürümüş
dallarım bahar…
Güneş açmış, kar yağmış
ne yazar.
Her şarkıyı iki kere dinliyorum bu gece
biri sana... biri bana...
İki yudum alıyorum kadehimden
biri sana... biri bana...
İki kere sövüyorum talihe
bir sana... bir bana...
Hayat kısa deyip durursun
be adam...
Neden her akşam
aynı kadehin dibine vurursun...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!