O inadına akıp giderken, mağrur
Bir adım geri atamazsın zamanda
Gök yarılmışcasına, yağarken yağmur
Islanamazsın, ıslanan yağmurlarda...
Senin adın yasak dile
Sustum ama unutmadım
Sen beni unutsan bile
Ben seni hiç unutmadım
Kahve kara gözlerini
Ben bende gurbetim ey yar sılam sensin
Düşman oldu kendim kendime, Nerdesin...
Kavurur içini bir garip yangın
Sularda yanar ateşte donarsın
Aklını başına alınca birgün
Kim sevmiş seni o zaman anlarsın
Öteden gelince aşkın çağrısı
Yine bir sevda da kaybetti gönlüm
Bu gece yenilgimin tek şahididir...
Kayıpları bir bir kaydetti gönlüm
Aşkım sevda cephesinin ilk şehididir...
Haziran 2009 Keskin
Bir belirip bir kayboluyor yüzün
Resmini zihnimde tutamıyorum
Seni düşününce sarıyor hüzün
Bu sevdayla başa çıkamıyorum
Saltanat kurdun gönül hanemde
Hasretin bağrında sevdam büyürken
Özlemin yüreğimde var oldu benim
Kör karanlıklarda âlem uyurken
Dilim sana duaya yar oldu benim
Hayatta en büyük anlamsızımsın
Yar sen gülerken kahkahalar dolusu
Kuşattı beni, yokluğunun ordusu
Bir daha seni, görememek korkusu
Azrail’in karşıma dikilmesidir
Dert gibi oturan, sevda cümlesini
Konuş gülüm
Sesini duyur bana
Ağlarsan ben ölürüm
Sensizken buralarda
Konuş gülüm
Sılada gurbeti yaşarım sensiz
Yokluğun ecel gibi indi sevdiğim
Esirim hasreti taşırım sensiz
Aşkın yükü sırtıma bindi sevdiğim...
Alıştım sözlerinin yarasına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!