Bakmayın öyle aynalar
Yüzümdeki çizgiler birer sanat eseri
Her bir çizgi bir ömre hediye edildi
Bakmayın öyle aynalar
Saçımdaki aklar birer kar tanesi
Gülümse çünkü senin gülüşün mucizlere gebe
Hayat tek perdelik bir trajedi nihayetinde
Geçmiş karanlık gelecek hayal içinde
Uzan bulutların üstüne her şeye inat gülümse
Bir uçurtma gibi şal kendini gökyüzüne
Gün gelir ölüm de unutur öldüğünü
Bir gassal gelir annenin gözyaşlarıyla yıkar bedenini
Annenden doğduğun ilk günkü gibi Sarar seni beyaz kundağa
Tabutta bir elif gibi uzanırsın musalla taşı üzerinde
Kılınırken cenaze namazın ölenin sen olduğunu anlamadan sen de kılarsın namazını
Tabutunu omuzlayanlar arasında sen de varsın kendine son iyiliğini yapmak üzere omuzluyorsun tabutunu
Işıklı şehirde bir senfoni başlamakta
Yıldızlar seni çizmekte gökyüzüne
Ateş böcekleri senin etrafında Raks etmekte
Koca şehir susmuş seni izlemekte
Esen rüzgar kokunu dağıtmakta yedi iklime
Tenin büyülü bir pelerin gibi sarsın her yanımı
Açıkta kalmasın hiçbir yanım sensiz
Titrek bir mum alevinde ıssız duvarlarda gülüşünü arayan bir seyyah
Adem ile Havva'dan beri dünya sürgününe gönderilmiş
Çaresiz bir mülteciyim yeri yurdu olmayan.
Dünyayı bir şiirin güzelliğinde yeniden inşa etmek isterdim
Her dizeme barış ve kardeşlik hâkim olurdu
Benim şiirimde çocuklar ölmezdi
Kimse çalamazdı gülüşlerini
Asırlardır ruhuna yabancılaşmış bu beden ,
Pencereden dışarı baktığında gördüğü hayat
Aynayla her bakışmada gördüğü sûret ,
Yüreğimde göz izlerin var
İlmek ilmek işlenmişsin benliğime
Seni yüreğimden söküp atabilecek bir yasa yürürlüğe girmedi henüz
Zamanın tırpanları
buduyordu ömrümüzün en güzel çağlarını
Hakikatin keskin darbeleri karşısında kanıyordu toz pembe hayallerimiz
Kanımız menderesler çizerek akıyordu aheste
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!