Ah bedbaht dost, acı sigara
Açtığın dertlere bak sıra sıra
Hangi birine yansam acaba
Varlığımı, sağlığımı ettin heba
Virüsle geldi iki bin yirmi
Bilinmez sonu iyi gelir mi?
Rabbim yarını güzel eylesin
Haramdır gardaş dışarı çıkmak
Dostuna gitmek, yüzüne bakmak
Sakın ha anneni üzmeyin yavrum
Anneler cennetin cümle kapısı
Hüzünlü görünce ben kahrolurum
Anneler cennetin cümle kapısı
O kapı kapansa nere gidilir
Yazın al al kirazı
Kışın da kar beyazı
Yetmez anlatmaya
Ne şiir ne de yazı
Çeşit çeşit meyvayla
Yanarsın, dönersin işin muamma
Dost musun düşman mı bilemedim ki
İçimi açıp ta dökeyim amma
Duyan mı duyman mı bilemedim ki.
Yükümüz aynıdır, benimki ağır
Toroslar’ın eteğinde bir köy
Hazlı, nazlı bir güzele benzer;
Hele bahar mevsiminde gör, hey!
Ortaya tüm güzelliği dizer.
Rakseder ağaçları mutlu,
Elden gelmiyor ki seni sevmemek
Yaraşır mı bana seni övmemek
Gurbette mahzun, sana çok hasretim
Güzel Başyayla’m canım memleketim.
Yad elde hep seni anar dururum
Yıllardır çektim seni
Çektim senin acı buseni
Geldi artık ayrılık vakti
Dost bildim seni, yanılmışım
Seninle pislenmiş içim, dışım
Uyu güzel uyu, yükün ağırdır;
Dinlenmek sana çok iyi gelecek.
Yoldaki yolcuya aşkın ağırdır;
Güzel evimizin beyi gelecek.
Uyu güzel uyu, uykun ibadet;
Vefalıysa, gelir dostlar üzülme;
Gelen gelsin, gelmeyeni boş verin.
Dosttur diye, el ovup ta büzülme;
Gelen gelsin, gelmeyeni boş verin.
Vefalıya, gönül verin, baş verin;
Vefasıza gül yerine taş verin.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!