Çiçek gibi açtın, kokmadın.
Kara kış geçti, geldi bahar.
Bir kere koynuna sokmadın.
Dudaktan öpmesem ne çıkar! ..
Kaç taze bahar yaşadın can?
Genç olana “civan” derler
Burnu dikine giderler
Bakmazlar gözün yaşına
“Suçun Yüce Divan” derler
Mert olana “yiğit” derler
Gelmek istiyorken pervasız geldin,
Uyandırdın uykulu hatıraları.
Sesin aynı sesti, bakışın emin,
Giderken sesin de el olsun gari.
Gitmek istiyorsan bahanesiz git,
Bana, -Himmet öldü, sen de ölürsün- diyordun.
Bu yalan dünyaya inat, işte dimdik ayaktayım.
İşte ellerini tutuyorum yaşamadığımız yılların,
Ben düşmanları çatlatan yalın bir gerçeğim.
Benim himmetim, himmetini geçti diyordum,
Bahçelide Yedinci Caddedeyim;
Öğlen vakti, hava sıcak mı sıcak.
Ruhum daraldı, son raddedeyim.
Çocuk ha bayıldı, ha bayılacak.
Çocuk kaldırımda uzanıp yatmış.
Bana, -sen yoksun, sen öldün- diyorlar.
Bu kör acuna inat yedi iklimdeyim,
İşte ellerini tutuyorum yaşanmamış bir çağın,
Ben güneşi kıskandıran gerçeğim
Dayanılmaz ağrılar çekiyorum hey!
MAVİNİN TÜRKÜSÜ
Bana, -sen yoksun, sen öldün- diyorlar.
Bu kör acuna inat yedi iklimdeyim,
İşte ellerini tutuyorum yaşanmamış bir çağın,
GÜLÜVER BANA
Gözlerin aydın bahar geldi
Baharda Gül’ü ver bana
Sıtkına bir bakış ar geldi
Dur, ekşime gülüver bana.
İsmi Gül olan hiç gülmezmiş;
Ben seni gülsün diye sevdim.
Gamsızlar hiç üzülmezmiş.
Ateşim, külsün diye sevdim.
Ben seni dalda tomurcuk gül,
Pırlantaya, altının yumuşaklığına ayarsın.
Aklımı çelen, beni kalpten vuran kadın!
Ebruli, cilveli, edalı, nazlı bir yarsın.
Ay gibi parlak, Güneş gibi kavuran kadın! .
Rüzgarın kararsızlığı, tavşanın ürkekliği,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!